İMAMOĞLU VE CEZASI
Hafta içinde İstanbul’u ve altılı masayı ayağa kaldıran bir olay yaşandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına 2 yıl, 7 ay, 15 gün hapis cezası verildi. İstanbul Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bu cezanın hukuki mi, Yoksa siyasi mi olduğu tartışması sadece İstanbul ve altılı masayı değil tüm ülkeyi ilgilendiren bir konu oldu. Biz de bir hukukçu olarak bu cezanın hukuki yanında sakatlıkların olduğunu tespit edenlerdeniz. Ama esas konunun cezanın hukuki mi, siyasi mi olduğu değil kime zararı, kime yararı olduğu hususudur.
Kâhin olmaya gerek yok. Siyasetin (S) sinden anlayan herkes davaya bakacak olan Yargıç Hüseyin Zengin’nin Samsun’a atanması yerine gelen ve karar veren yargıcın böyle bir karar vermesi bir amaç uğruna yapılmaktadır. O amaç ise herkesçe seçim hesapları ve İstanbul’un ele geçirilmesi operasyonu olarak yorumlanmaktadır. İlk iş olarak ceza verecek bir yargıç ayarlanacak, arkasından istinaf ve temyizde de aynı oyunlara devam edilerek Sayın İmamoğlu yasaklı hale getirilecek ve böylece bundan sonra ne İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ne de Cumhurbaşkanlığına aday olamayacaktır. Bir kişinin bile tehlikesinin yok edilmesi kardır. Hele bu kişi Ekrem İmamoğlu gibi hiç beklenmedik bir zamanda ülkede milletvekilliği, bakanlık ve hatta başbakanlık, meclis başkanlığı gibi çok üst düzey görevlerde bulunmuş bir iktidar adayını 2,5-3 ay içinde iki kez yenmiş bir kişi ise bu çok daha mutluluk verici bir husustur.
Evdeki hesap çarşıya uymamıştır. Her ne kadar Ergenekon davasında Fetöcüler tarafından aralarında general ve rektörlerin de bulunduğu çok kişiye bu haksızlıklar yapılmışsa da sonradan pişman olunmuştur. Bu yanlışlık da düzeltilebilir. Ancak yanlışlık düzeltilinceye kadar atı olan Üsküdar’ı geçebilir. Kesinleşmemiş kararın açıklandığı gün İmamoğlu çoğu iktidar yanlıların bile desteğini arkasına almıştır. Partinin kurucuları, üst düzey yöneticileri yapılan işlemin haksız ve hatalı olduğunu kabullenip bu doğrultudaki görüşlerini kamuoyu ile paylaşmışlardır. Siyaseten kazançlı çıkmak için yapılan bu hesap çarşıya pirince giderken evdeki bulgurdan olmaya neden olmuştur. Gerçekten de evdeki bulgur yok olmuştur. Son gelişmelerden sonra İmamoğlu’nun mağduriyeti, popülaritesini çok, hem de pek çok artırmıştır. 31 Mart seçimlerinde yaptığı 13 bin oy farkına karşın seçimlerin iptal edilmesi haziran seçimlerinde farkı mağduriyetin de etkisi ile 800 bine çıkarmıştı. Bu sefer Sayın İmamoğlu kendisi aday olmasa bile desteklediği aday, bu durumdan yararlanacaktır. İmamoğlu’na yapılan haksızlık sadece O’nu yüceltmekle kalmayacak bu haksızlıkta uzaktan yakından etkisi olanlar da halk tarafından cezalandırılacaktır.
Kısacası: Sayın İmamoğlu’na bu iyiliği her kim yapmış ise harakiri yapmıştır. İmamoğlu gibi kibar bir kişinin buna vesile olanlara bir gün mutlaka teşekkür edeceğini düşünüyorum.