VAKFIN GÜNAHI VAR MI?
Güncel konunun ne olduğunu biliyorsunuzdur. Halkın çok büyük bir bölümüne göre 6 yaşındaki bir bebeğin cinsel istismarı, cumhurbaşkanına göre küçük çocuğun evlendirilmesi meselesi…. Bu noktada bile anlaşmaya varılamamaktadır. Bir gurup olaya cinsel istismar, bir gurup ise evlendirme gözüyle bakmaktadır.
Bu konuyu belli bir kesime mal edip suçun şahsiliği ilkesine ters düşüldüğü de iddia edilmekte, sırf bu yüzden tüm tarikat yurtlarının ve vakıf adı altında faaliyet gösteren bu tür kurumların kapatılması gerektiğini iddia edenler de vardır. Kanımca iki uçta olmak da doğru değildir. Suçun şahsiliği ilkesi evrensel bir hukuk kuralıdır. Hiç kimse başkasının işlediği suç nedeniyle cezalandırılamaz. Bir dönem bu ülkeyi Cumhurbaşkanı olarak yöneten Rahmetli Turgut Özal’ın bir sözü vardır. Deri ki: ‘’Bir ülkeye hükmediyorsunuz. Bir ülkeyi yönetebiliyorsunuz. Ama çocuklarınıza söz geçiremiyorsunuz!’’ Bir ülkenin cumhurbaşkanı bile çocuğuna söz geçiremiyorsa çocuğun işlediği suçtan, babayı, babanın işlediği suçtan çocuğu cezalandıramazsınız.
Ancak birisi çıkıp da: ‘’Ben bu topluma iyi ahlakı öğreteceğim. Dürüstlüğü, dini öğreteceğim diye…’’ Bir teşekkül oluşturuyor ve bu kurumun çatısı altında ahlaksızlık yaparak kurumu işlediği suça alet ediyorsa o zaman o kurumun eleştirilmesine itiraz edemezsiniz. Yaşanan olay budur. Bir bakıyorsunuz benzer amaçla kurulmuş bir başka vakıfta daha küçük yaştaki erkek çocuklara cinsel istismarda bulunuluyor. Bu tür olaylar sıkça oluyorsa o zaman tüm bu doğrultudaki kurumların da eleştirilmesine karşı koyamazsınız. Geçen haftaki yazımda rahmetle andığım Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk Hocayı tekrar rahmetle anarak diyorum ki bu durum da Allah ile Aldatmak, kuran ile aldatmadan sonra kurum ile anlatmak oluyor. Hayır yapacağım diye bir vakıf kurup bu vakfı alet ederek bir suç işliyorsanız o zaman o vakfın eleştirilmesine ses çıkaramazsınız. Çünkü bu kurumlar Kanarya Sevenler Derneği adı altında kumar oynatılan, karanlık işlerin çevrildiği yer değildir. İlim, irfan yuvasıdır. Hata yapma hakkı yoktur. Eğer bu çatı altında, bu kurum yönetiminde en ufak bir dejenerasyon, en ufak bir gayrı ahlaki durum söz konusu olursa eleştirilmeye tahammül etmek zorundadır. Suçun şahsiliği evrense hukuk kuralına sığınamaz.
Sonuç olarak: Suçta şahsilik ilkesi evrensel bir hukuk kuralıdır. Kimse başkasının işlediği bir suçtan dolayı cezalandırılamaz. Ancak bir kurumun yöneticisi yönettiği kurumun adını kullanarak ve bu kurumu alet ederek bir suç işliyorsa o takdirde o kuruma zarar verir. Bir siyasi parti yöneticisi parti adına bir eylem yapıyorsa, o parti kapatılır. Tarihimizde sayısız örnekleri vardır. Ancak parti temsilcisi değil de sempatizanı veya üyesi ise o zaman durum değişir. Gündemdeki olay bizzat kurumun temsilcisi tarafından yapılmıştır. Bu nedenle bu vakfın eleştirilmesi doğal bir durumdur.