KULDAN UTANMAK
Çocukluk yıllarımda ‘’Sen Allahtan korkmadın da kuldan da mı utanmadın?’’ diye bir cümle duyar ve fakat bu cümleye bir türlü anlam veremezdim. Allahtan korkmak ile kuldan utanmanın nasıl kıyaslandığını düşünür düşünür altından çıkamazdım. Aradan yıllar geçti kuldan utanmamanın da Allahtan korkmak kadar önem arz ettiğini kavramaya başladım. Bu hafta içinde gelişen bir olay kafamdaki soru işaretlerini iyice aldı götürdü. Yeri ve yapanın ismi aslında önemli olmayan olay % 99’u Müslüman olan ülkemizde yaşanmaktadır. Bir köyde Cami imamı caminin içindeki bir bölümde (Eşine göre son cemaat mahalli, imama göre caminin deposu) başka bir kadınla buluşuyor, gizli bir ilişki içinde oluyor. Eşinin ifadesine göre kapıyı çalan eşine uzun süre kapıyı açmayıp uyutma politikası izliyor. Kadın ısrarlarını sürdürüp, köylüyü ve muhtarı çağırmakla tehdit edince dışarı çıkıyor. Bu defa hanım arkadaşı kapıyı açmamakta direniyor. Nikâhlı eş aynı tehdidi sürdürünce imam efendi içerdeki kadına: ‘’Giyin de çık dışarı’’ diye talimat veriyor.
Bu çirkin olayın duyulması ile yasal işlemler başlatılıyor. Dini bütün kişiler imam efendinin içerde birlikte yakalandığı kadın ile imam nikâhı kıymış ise bu işte bir sakınca olamadığı yönünde görüş bildiriyorlar. İşte burada Allahtan korkmuyorsun da kuldan da mı utanmıyorsun cümlesi cuk oturuyor.
Sayın hocam islamiyette birden fazla kadınla nikâh kıyıp birlikte olunabileceği gerekçesi ile bunu söylüyor olabilirsin. Bu Allah korkunu yok ediyor olabilir. Bir din görevlisinin, insanlara edep ve ahlak dersleri vermekle görevli bir kişinin Allahın evi olarak nitelenen, bir ibadethane olan caminin çatısı altında bu pozisyonda yakalanması sadece bir din görevlisi önünde nikâh kıyılarak nasıl kapatılır? Evinde eşi ile yatan birisinin gusül abdesti almadan camiye girmesinin yasaklandığı anlayışta bu kirlenmenin cami çatısı altında yapılması halinde sakıncasız olduğuna dair bir hüküm mü vardır? Siz gerçekten Allah korkusunu da insandan utanma duygusunu da kaybetmişsiniz. Bir zamanlar bir Sayın Vekil rüşvet alanlar için ‘’günah işleme özgürlüğünden’’ bahsetmişti. Allah ile aldatmak, kuran ile aldatmak diye iki ayrı kitap yazan Rahmetli okul arkadaşım, dostum ağabeyim Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk (nur içinde yatsın) her ikisini de birden fazla okuduğum kitaplarında bunları dile getirmişti. Gerçekten inanamıyorum. Bir cami imamı isterse cemaatten birisi olsun bir ibadethanenin çatısı altında bir kadınla baş başa herhalde imambayıldı nasıl yapılırı konuşuyor, imamı bayıltmak için tatbikat yapıyor olmalılar ki imam nikâhı kıyılmış ise sakıncalı bulunmuyor! Siz bu fetvalarla birkaç zavallıyı kandırır, inandırabilirsiniz ama inanın Yüce Allahı da bizi de kandıramazsınız. Yuh olsun size!! Hem de binlerce kez yuh…!
JAPON AHLAKI
Biliyorsunuz Katar’da dünya kupası futbol karşılaşmaları yapılıyor. Japonların elenmesine üzüldüm. 1945 yılında atom bombası ile yerle bir edildikten kısa süre sonra birçok ülkeyi geride bırakarak, bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birisi durumuna gelmiştir. Maç sonrası soyunma odalarını temizleyen oyuncuları ile, tribünleri temizleyen taraftarları ile kısa sürede nasıl kalkındıklarının anahtarlarını vererek örnek olmuşlardır. Burada Japonlar için anlatılacak çok şey vardır. Ancak sayfamızı zaten aştığımız için bir kez daha bu düzen ve disiplinine hayran olduğumu, elenmelerine üzüldüğümü, keşke biraz daha devam edip de tertip ve düzen dersi vermeye devam edebilselerdi diye düşündüğümü dile getirmek istedim..