CAM PARÇALARI
Zaman geçiyor, günler ve yıllar birbiri ardına ilerliyor ve değişenler yine aynı. Halen insan hayatının acımasızca sona erişinden medet umanlar ve aynı oyunları oynayanlarla geçiyor zaman. Yok edilen hayatlar üzerinden kurulması planlanan gelecek hayallerinin akıl almaz acımasızlığı dört bir yanımızda….
Yine bir şehrin kalbine görünerek süzülen şiddet dolu sesler ve o seslerin bitirdiği yaşamlar…Bir çocuğun en güvendiği eli tutarken, bir kadının sevdiğinin gözlerine bakarken, bir delikanlının gelecek güzel günleri düşlerken sendeleyişi ve usulca gidişi izsiz ve kimsesizce hayattan silinişi…Yine büyük laflar, büyük konuşmalar ve gerçekten uzak anlatımlar…Neden ve nereye doğru bir gidişin bilinmezliği…
Kim kazanır bir çocuğun hayallerinin çalınmasından, kim kazanır bir annenin evlat acısından…Kim yeni ve güzel bir gelecek kurabilir yıkıntıların arasından.. Hangi can acısını hangi ızdırap mutlu eder bir başkasını…Tuzakların içinden geçen cam parçalarının yıktığı hangi hayat yükseltir yeni tuğlaları…
Nefretin ve sevgisizliğin bedeli ağırdır. Gözlere bir kez kin tohumu ekilmişse onu sevgiyle yeşertmek çok zordur. İnsanın iyiliğinin de kötülüğünün de sınırı yoktur aslında. Aslolan o kötülüklere set çekebilmek ve o sınırı sevgiye doğru genişletmektir. Her canlının yaşam hakkının her şeyden üstün olduğunu ve asla hiçbir amacın bunu değiştirecek kadar önemli olmadığını bilmek çok önemlidir. Hangi yolu çizersen çiz, nereye gidersen git ve ne yaparsan yap masum bir insanın kanı eline bulaştığında bir hiçtir ve yaşam döngün orada sona ermiş sen bir insan olma erdemini ve canlılığını yitirmişsin demektir. O kan sadece ateşi tutanların elinde değil, o ateşten medet uman herkesin elindedir. Dumanda ve siste kalan her bir insan günü gelir tüm çıplaklığıyla görünür olur ve kırmızı bir lekenin damgasıyla dönüşür toprağa.. Ve kabul etmez doğanın hiçbir döngüsü ne ruhlarını ne de bedenlerini…
Yaşam umuda akar, iyiliğe yönelir, insan insana el, insan insana yürek, insana insana sırt verirse dünya yaşanır hale gelir. Bir çocuğun gözlerindeki ateş değil, bir annenin gözlerindeki yağmur değil, bir huzurlu akıştır hayat…