VAR AMA YOKLAR
Hafta içinde Yargıtay’daydım. Yeni binaya ilk gidiyordum. Binaların ve yerleşkenin görkemi karşısında hayretlerimi gizleyemedim. Anayasa Mahkemesinin yanında öyle görkemli, öyle işlevli bir site yapılmış ki gerçekten hayran kalmamak mümkün değil! Bir bina idari işler ve ön bürolar, bir bina sadece savcılıklar, bir başka bina ceza daireleri ve bir başka bina da hukuk daireleri… Değil üye ve başkan odaları, kalemlere bile girişler kimlik okutularak mümkün olabiliyor. Önüne gelen elini kolunu sallayarak giremiyor. Buraya kadar her şey güzeldir. Yani her türlü olumluluk varlar içerisinde. Gel gelelim diğer hususlara:
Her müessesede, her kurumda olduğu gibi elbette gerek Yargıtay’da ve gerekse yerel mahkemelerde çok bilgili, çok saygın ve çok dürüst vicdanlı yargıç ve savcılarımızın varlığını inkâr edemeyiz. Bu kadar olumluluklar var ama yokların bulunduğunu da unutmamak gerekir. Başta hukuk yok! Hemen hemen herkes bu yüksek yargı organının verdiği kararlarla tatmin olmamış olacak ki Anayasa Mahkemesinin yolunu tutmuşlar. Bizzat Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Zühtü Aslan’ın açıklamasına göre 123 000 kişi bireysel baş vuru hakkını kullanmış. Bu demektir ki Yüksek Yargıtay’ın incelemesinden geçen kararlar 123 bin kişiyi tatmin etmemiştir. Bu durum yine Sayın Aslan’ın ifadesine göre dünyada hiçbir ülkede görülemeyecek kadar yüksek bir rakamdır. Bu da buralarda karar verenlerin halkı tatmin edici kararlar veremediğini göstermektedir. Bu ne demektir? Görkemli binalar var ama içinde hukukçu yoktur. Çünkü dosyalarla ilgilenmesi gereken üyeler başka şeylerle ilgilenmektedir. Üyelerin bulunduğu bölümlere girişler mümkün olmadığı için göremedik ama basından takip ettiğimize göre çalışmaktan yorulan başkan ve üyeler için dinlenme odaları varmış. Yine basından duyduğumuza göre yedek anahtarla dinlenme odasına giren temizlikçi dinlenme odasında da üyenin çalıştığını görmüş. Çalışma var, dinlenme yok yani! Bu kadar lüks var ama acaba içeride duş alınabilecek yer var mı? Aslını sorarsanız bunu çok merak ediyorum.
Bunlar sadece yargıdaki var ama yoklar. Ülkemizde bunları sayıp sıralamak o kadar mümkün ki birkaç örnek vermek gerekirse: Avrupa Birliğine girdik diye havai fişeklerle kutlama var. Avrupa Birliğinden vize alabilmek yok.
Karadeniz’de doğal gaz var ama hala ortalıkta somut bir üretim yok.
Yerli üretim araba var ama ne fiyatı belli, ne de ortalıkta somut bir araç görmek mümkün!
Ülkenin bir çok bölgesinde bu arada (İlçemiz Fatsa da dahil) altın üretimi var. Fındık bahçelerimiz vardı. Artık yok! Üretim var ama ortalıkta altın da yok! Kısacası bizde çok şey var ama diğer taraftan da yoklar.
Dertlerin sıkıntıların YOK olduğu günleri görmek dileğiyle….