DIŞ GÜÇLER
Geçtiğimiz hafta küçük bir Doğu Anadolu turu yaptık. Sivas dönüşü Niksar-Akkuş üzerinden Fatsa’ya dönüyoruz. Akkuş-Ünye arasında yol kenarında bal satan yaşlı bir zat ile karşılaştık. Yüzünde güven veren bir eda görünce çok da ihtiyacımız olmamakla beraber bir kavanoz bal da bu zattan alalım diye muhabbete koyulduk. Söz döndü dolaştı siyasete geldi. Oy verdiği ilk tarihten beri hep sağ partilere oy verdiğini söyleyerek başladı. Ekonomideki sıkıntıların Dış Güçlerden kaynaklandığına o kadar inanıyor ki aksini düşünmek bile istemiyor. Sohbeti biraz daha ilerletebilsek nerdeyse bizi de ikna edecek. Sanıyorum ki en fazla ilkokulu bitirmiş. Ama yandaş kanallardaki tüm beyin yıkamanın tipik bir örneğini taşıyor. Adaletteki hukuksuzların bazılarını kabul ediyor. Ancak bunun sebebi olarak da dış güçleri gösteriyor. İşi ciddiye alıp kontağı kapatarak sohbete devam ediyoruz. Dış güçlerin adaleti nasıl etkilediğini soruyoruz. Onlar her şeyi yaparlar, başa çıkılmaz onlarla diyor. Peki o zaman bizi dış güçler mi idare ediyor diye soruyorum. Evet de diyemiyor, hayır da… Şapkayı hafiften kaldırıp başını kaşımaya çalışıyor.
İsmini sormayı ihmal ettiğim Akkuşlu bu 84 yaşındaki zat bana çok şey öğretmiştir. Öncelikle basının gücünü, ardından propaganda ile güneşin soğukluğuna, yağan karın sıcaklığına inanılabileceğini….
Akşamları bazı kanallarda açık oturum izlerken söylenenler arasında gerçekten güneşin soğukluğunu iddia edenleri görünce bu kadarı da olmaz dediğim oluyor ve kanal değiştiriyordum. Akkuş’daki bu muhabbetten sonra bu kişilere haksızlık ettiğimi de bu vesile ile öğrenmiş oldum. İnsanların beyni o kadar yıkanmış ki bir zamanlar söylendiği gibi aya beş şeritli otobandan bahsedilse herkes aya yolculuğa başlayacak duruma gelmiş.
Yapılan bütün haksızlıkların, bütün kötülüklerin, bütün olumsuzlukların (pahalılığın, dövizin artışı, vergi adaletsizliği, hukukun yandaşlığı, yangınlar, patlamalar, hatta kömür ocağı felaketi belki de depremler vs.) hepsi dış güçlerin çekememesinin sonucu, Onlar tarafından yapılıyor. Biz maalesef dış güçlere esir düşmüşüz de haberimiz olmamış.
Bu düşüncede olanların bir ortak savı daha var. Oy vermedikleri CHP nin Genel Başkanından şikâyet ediyorlar. Oy vermedikleri halde Sayın Kılıçtaroğlu’nun neden değiştirilmediğini soruyorlar. Akkuş kahramanı 84 lük zat da aynı şeyi ileri sürüyor. Oy vermiyorsan değişip değişmemesi seni neden ilgilendiriyor sorusuna da yine aynı tavır, şapka kafadan hafifçe kaldırılıyor ve saç olmayan kafaya bir-iki tırnak atılıp: ‘’Ne bileyim ben O adamı sevmiyorum’’ şeklinde cevap veriliyor. İkinci karalama ‘’O adam yalan konuşuyor.’’ Cümlesi oluyor. Bir tane yalanını söyle dediğinizde de ‘’Öyle olduğunu söylüyorlar. Ben duymadım ama öyle diyorlar.’ Deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar. Ah dış güçler, ah! Sen nelere kadirmişsin de bazı kesim senin gücünü görememiş….