ELBİRLİĞİYLE FATSA’YI ÇİRKİNLEŞTİRİYORUZ
Siz aldırmayın dışarıdan gelenlerin; “Fatsa çok güzelmiş” dediğine…
Doğal güzelliğinin zaten fevkalade olduğunu biz de biliyoruz.
Ama aynı Fatsa’yı el birliğiyle çirkinleştirmeye çalıştığımızı da biliyoruz.
Sahi biliyor muyuz?
N’olur bilelim artık…
Yoksa ben mi olumsuz bir tablo çiziyorum?
Abartıyor muyum yani?
Abartıysa abartı…
Ne derseniz deyin, apaçık dertleşeceğim sizinle bu gün…
Dilerseniz işe şuradan başlayalım:
Yapılan güzel işler var mı? Var.
Peki; Fatsa’nın genel gelişimine ve güzelliğine katkısı var mı? Yok.
Neden yok?
Çünkü yapılan güzel işlerin yanında yapılmayan, yanlış yapılan, ihmal edilen ve tamamen unutulan işler var da ondan...
Olanı ya da olmayanı görmezden gelmeden, şimdi size her şeyi izah edeceğim.
Yıllardır yazıp-çiziyoruz.
Nerede arkadaş bizim çevre yolu?
Fatsa’nın sahil trafiğini felç eden “çevre yolsuzluğumuz” daha ne kadar sürecek?
Çevre yolu sözü verileli yaklaşık on beş yıl oldu.
Diyelim ki çevre yolundan vaz geçtik.
İyi de bu sözü verenler şimdi nerede?
“Yan yattı, çamura battı”nın dışında iki kelam etmeleri gerekmez mi?
Çevre yolundan başlamışken şehir içi trafiğinden devam edelim.
Size açık söyleyeyim.
Son aylarda yoğun trafik nedeniyle Fatsa boğuluyor.
Kelimenin tam anlamıyla hem de…
Şehir içinden sahile yüz metrelik mesafeyi yarım saatte çıkamayan bir yerleşim birimi olur mu?
Biri çıksın desin ki; “bu çok normal”, ben de özür dileyip sorumu geri alayım.
Son yıllarda dini bayramların ve fındık sezonlarının gelmesinden korkar olduk.
Ne zaman biz bu hale geldik?
Anladık, sürekli göç alan bir ilçeyiz.
Havzamızdaki ilçelerin de katkısıyla gündüz nüfusumuz iki yüz binin üzerinde…
Yöneticiler niye var öyleyse?
Bu şehri kendi haline bırakacak idiysek yöneticileri neden seçiyoruz biz?
Bu memleketi geliştirme iddiasıyla iş başına gelmediler mi?
Özellikle bu yazıdaki amacım asla siyasi taşlama yapmak değildir.
Kaldı ki; birçoğu eşimiz, dostumuz, arkadaşımızdır.
Beni, bizi, Fatsa’yı anlayacaklarından eminim…
Darılmayla, gücenmeyle harcayacak zamanımız yok ki bizim…
Gelelim şu Evkaf Mahallesi konusuna…
Çevre ve Şehircilik Bakanı geçen yılın sonunda veya bu yılın başında Fatsa’ya geldi.
Mahalle için kentsel dönüşüm ve Millet Bahçesi Projesi’nden söz etti.
Millet Bahçesi sayesinde, Fatsa’nın çirkin görüntülerinden biri olan eski çöplük alan güya güzelleşecekti.
Sayın bakan; söz konusu projenin, Cumhurbaşkanının onayından geçtiğini ve en kısa zamanda hayata geçeceğini söyledi.
Şunun şurasında onuncu ayına gireceğiz ama o gün bu gün, sözü edilen projeden ses seda yok…
Hangi aşamada olduğunu ya da olmadığını bir Allah’ın kulu bilmiyor.
Sahilimiz de güzelleşecekti.
Proje hazırlıklarından söz ediliyordu.
Ondan da henüz haber yok.
Şehrin siluetine bir bakın şöyle…
Şehircilik anlayışımız betonlaşma üzerine…
Derelere yataklarına binalar yapıldı, şehrin göbeğine “gökdelenler” dikildi.
Hiç kimse de; “bunun seli var, taşkını var, estetiği var” demedi.
Yatay mimari nerede kaldı?
Yazık değil mi bu şehre?
Bu ilçeyi çirkinleştiren daha neler var neler?
Şehir olarak dertlerimizi masaya yatırabileceğimiz…
Tavsiye kararları alabileceğimiz bir Kent Konseyimiz bile yok ne yazık ki...
Niye?
Bunu da yapamayacaksak salın gitsin bütün dertleri…
Bunca “çirkinleştirme” çabalarına karşın, halk olarak bir tepkimiz var mı peki?
Ya da demokratik anlamda tepki vermeyi biliyor muyuz?
Sadece yöneticilere yüklenmek işin en kolayı…
Halk olarak bir zihniyet sorunumuz yok mu sizce?
HOŞÇA KALIN
1 Ekim 2021 Güneş Gazetesi