DÜNYA LİDERİ VE TAVRI
Birleşik krallığın 70 yıllık kraliçesi hayatını kaybetti. Yazılı Anayasası olmayan İngiltere’de geleneklerin ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek yoktur. Elbette bu gelenekler dikkate alınarak bir cenaze töreni yapılacaktır. Yetkililer ilk açıklamalarını yaptıklarında törene katılacak liderlerin özel uçak ve özel koruma getirmesini yasakladılar. Törene katılacak liderlerin bir otobüs ile ağırlanacaklarını söylediler. Arkasından bir açıklama daha geldi. Buna göre sadece ABD Başkanı Joe Bide’a özel koruma ve özel araç kullanma izni çıktığını belirttiler. Daha sonra bu istisna aralarında Fransa, Almanya, İtalya’nın da bulunduğu (6) ülke devlet başkanına tanındı. Bu istisna tanınan ülkeler arasında 85 milyon nüfusa sahip, Avrupa ve Asya Kıtasına yayılmış Türkiye Cumhuriyeti yoktu. Bizim yarımızdan biraz fazla nüfusa sahip İtalya’ya istisna tanınırken koskocaman Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına seni otobüsle taşıyacağız, sen zaire, Mozambik gibi ülkelerin devlet başkanları ile aynı statüde gideceksin anlamına gelen bir tavır alındı. Bu çok yanlış bir tavırdı. Çok samimiyetle söylüyorum ülkem adına içimi acıttı. Üzüldüm. Sadece ABD Başkanına bu ayrıcalık tanınsa da yanına diğer beş ülke eklenmese hadi bir dereceye kadar ‘’Eh!’’ diyebilirdim. Böyle bir durumda ne yapılması gerekirdi?
Koskoca Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Papua Yeni Gine Devlet Başkanı ile aynı otobüs içinde törene katılamaz. Türkiye Cumhuriyetinin bir ağırlığı vardır. İlle de bir kısım ülke Devlet Başkanları ile aynı ortamda olacağım, ya da sırf 70 yıl kraliçelik yapmış bir kişinin cenaze töreninde bulunmak gibi bir anı yaşayacağım diye bu törene katılmak konusunda ısrar edilmedi. Törene Dış İşleri Bakanı düzeyinde katılarak tepki göstermek gerekiyordu. Böyle de yapıldı ve Dış İşleri Bakanı ile temsil edildik. Bu doğrultuda (Yani protesto ediyoruz anlamında) bir açıklama yapılmadı. Devlet yönetiminin ağılığı nedeniyle bu doğrultuda bir açıklamanın yapılmamasını da doğru buluyorum. Hiçbir şey olmamış gibi ülkemin gururu ezdirilmeden, onurlu bir duruş sergilenerek, takdire şayan bir tavır alınmıştır. Bu davranış nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanını takdir ediyorum.
Gelelim madalyonun diğer yüzüne: Hani itibarda tasarruf olmaz diye saraylar yapıyoruz, uçak üzerine uçak alarak Cumhurbaşkanlığı makam uçağı filosu kuruyoruz ya! İşte böyle durumlarda da maalesef harcama ile itibarın olmadığını görmüş olduk.
Kısacası: Bir uçak dolusu koruma aracı ve koruma polisi ile ikinci bir uçak dolusu da bürokrat ve hizmetli ile gidilen yurt dışı gezileri benim ülkemin cumhurbaşkanını (6) liderin arasına sokamamıştır. Yandaş basının abartılı abartılı dünya lideri havası atmasına izin vermemiştir. Ama ülkesini seven benim gibi çok sayıda muhalifi tahmin ediyorum ki çok üzmüştür. Bu sütunlarda sıkça dile getiririm ülkenin cumhurbaşkanını sevmek zorunda değilsiniz ama asla saygıda kusur edemezsiniz, saygıda kusur edenleri de hoş görü ile karşılayamazsınız.