FINDIK VE FATSA
Son günlerin en gözde konusu fındık fiyatları.
Serbest piyasada bölgesine göre 42-46 lira arasında fiyat oluşan fındıkta üreticiler 51-54 lira arasında fiyat veren TMO’yu tercih ediyor. TMO’da fındığın hepsini almıyor.Sonuç üretici için yine hüsran…. Fındık 42-43 Lira arasında dolanıp duruyor.
Verilen fiyattan ne üreticinin ne de tüccarın memnun olduğu söylenemez. Doğal olarak, “Düşük fiyat esnafı mağdur etti” diyebiliriz.
Üretici sattığı ürünün karşılığını alamadığı gibi zarar etme aşamasına geldi. Tüccar da düşük fiyattan aldığı fındığı yine düşük fiyattan sattığı için kar marjı minimum seviyeye indi. Sonuçta bu fiyattan esnafta nasibini alacak.
Esnaf da piyasadaki hareketsizlikten dolayı iş yapamaz hale gelecek.
Kısaca etkilenmeyen kalmayacak. Hatta bu olumsuzluk milletvekillerine hatta Cumhurbaşkanımıza kadar sirayet etti. Ama değişen bir şey olmadı. Yıllardır değişmeyen tek şey fındığın gerçek değerinin bulunamaması.
Üreticisinden, tüccarına, esnafından milletvekiline, bakanından Cumhurbaşkanına kadar herkesin dilinde olan fındığın bu talihsiz durumu bana göre yıllar yılı sürecek gibi görünüyor.
Fındıkla ilgili bir yazı yazdığım zaman hemen aklıma sevgili büyüğüm merhum Ata Topaloğlu geliyor. Gazetemize fındıklı ilgili yazılar yazdığı zaman sormuştum. “Ata amca, yıllardır fındık konusunu yazıyorsun; ama bir arpa boyu kadar ilerleme olmadı. Ne olacak fındığın bu hali” soruma “Benden önce de çok yazıp çizenler olmuştu. Hatta ben mecliste fındık konusunu dile getirmiştim; ama bir çözüme kavuşturamamıştım. Benden sonra da sen, fındık konusunu ele alıp değinir, üreticinin hakkını verin diye gündeme getirirsin” demişti.
Valla yıllardır ben de aklımın erdiği kadar üreticinin hakkını savunmaya çalışıyorum; ama bir arpa boyu kadar bir ilerleme göremedim diyebilirim.
Ne kadar büyük bir konuymuş ki, benden öncekiler de ben de bir sonuç alamadım. Ümit ediyorum, bizden sonraki nesil fındık sorununu sahiplenip çözüme kavuşturur. Durum onu gösteriyor.
UNUTTURDUK SANMAYIN!
Bir ara gündeme gelen ama bir türlü yapımına başlanılmayan Çevre yolu projemiz...
Maden arama...
Gaga gölü...
Bu projeler sık sık gündeme taşınıyor ama bir ses soluk yok...
Patlayan içme suyu borularının yapımı için en yetkili kişiye bildirim yapıyorsunuz ilgilenen yok..
Çünkü burası Fatsa.... Sahipsiz bir kent olduk vesselam...
Ama zannedilmesin ki, bu sorumsuzluklara alışacağız... alıştıracağız...unutturduk...Unutturacağız..
Biz sadece bekliyoruz..
Seçim de 2023’te. Böyle bilinsin...
ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ
Geçtiğimiz hafta “İyiki Organize Sanayi Bölgesi var” başlıklı yazım, olumlu tepkilere neden oldu.
Bir çok okuyucum, çalışan işçi sayısını hayretler içerisinde karşıladı
Bu arada da eski milletvekilimiz, halen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olarak görevini sürdüren İhsan Şener telefonla arayarak, “Sevgili ağabeyim, yazını okudum. Gerçekten OSB Fatsa’nın yüz akıdır. Ben de milletvekili olduğum dönemlerde OSB’ye yer tahsisi ve para aktarma konusunda çabam olmuştu. Sonuç ortada. 8500 kişi ekmek yiyor. Dilerim bu sayı daha da artar, daha çok istihdam sağlanır” diye temennileri iletti.
Ben de geçmişte yaptığı girişim ve katkılarından dolayı teşekkür ettim.
Haricen öğrendiğime göre, OSB’nin mevcut haliyle kalması, yeni yatırımcıların çevre ilçelere kaydırılması düşünülüyormuş. Zaten son aylarda Çamaş, Çatalpınar, Aybastı ve Kumru ilçelerine yapılan yatırımlar bunun bir göstergesi.
Başkan Karataş’ın mutlaka bundan haberi olmuştur, ama, Fatsa OSB’nin daha fazla istihdam yaratması için gayretlerini de gözlemliyoruz. Daha fazla fabrika daha fazla istihdam…
Çevre ilçelere yatırım yapılması da bir yerde bana mantıklı geliyor.
Hemen hemen her gün binlerce işçi taşımayla Fatsa’ya gidip geliyorlar. Kendi ilçelerine yapılacak fabrikala en azından yakında olsa bir ilçeye gidip gelmekten, fabrika sahipleri de yol tasarrufundan kurtulmuş olacaklar.
Bu demek değil ki ilçemize yeni yeni fabrikalar kurulmasın. Tabiiki kurulmalı. Ama çevre ilçeleri de düşünmemiz gerekmiyor mu. Bu da yönlendirmeyle olur. Ki bunu da başarınız inşallah…