HAYRAN OLDUKLARIM
Bu satırları takip edenlerin hemen hemen hepsi bilir ki ömrümün yaklaşık 50 yılı aktif siyaset içinde geçmiştir. Daha 20 yaşında iken (Bu gün normal olsa da o yıllarda erken sayılacak bir yaş idi) Dönemin başbakanı Rahmetli Ecevit’e gönüllü korumalık yaparak başlamıştım. Daha sonra Halkçı Parti, Demokratik Sol Parti ve 1992 yılından bu yana da CHP içinde ilçe yöneticilikleri, delegelikler, ilçe seçim kurulu temsilciliği ve milletvekili adaylığı olmak üzere değişik kademelerinde görev aldım. Yaptığım her görev için hiçbir pişmanlığım olmadığı gibi hepsi ile de hala guru duyduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Siyasete giren herkes siyaset yaptığı partide genel başkan olmaya varan üst görevlerde yer almayı arzular. Benim ise o kadarına talebim olmamakla beraber milletvekili, parti meclisi üyeliği, merkez karar ve yürütme organlarında görev almayı istediğim olmuştur. Ne yazık ki bu beklentilerime ulaşacak başarıyı gösteremedim. Sizlerle çok samimi bir şey paylaşmak istiyorum. Buralara ulaşamadığım için de hiç üzgün değilim. Kısmet değilmiş, sağlıklı ömür hepsinden güzeldir.
Buraya kadar yazdıklarımla sizlere kendimle ilgili bilgi vermeyi amaçlamak yerine bundan sonra yazacaklarıma bir girizgâh yapmak istedim. Geçtiğimiz hafta adı yolsuzluk ve rüşvet olaylarına karışan iki kişi Cumhurbaşkanlığı danışmanlığından istifa etmiştir. Bunlardan bir tanesi üstelik de benden bir hayli genç yaşta (Tam 26 yaş küçük) olmasına karşın; yani 44 yıllık yaşamı içerisinde hem CHP de hem de AKP de üst düzey parti yöneticiliğine yükselmiştir. Bu gerçekten bir yetenektir. Ayrıca tek örnek de değildir. Bugün Ağrı İlimizin belediye başkanı da bir zamanlar CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal’ın en yakınında iken bugün AKP nin adayı olarak seçim kazanmış ve belediye başkanlığı yapmaktadır. Bir partinin kurucusu olup diğer partilere ateş püskürürken, ateş püskürdüğü, kötülediği, aşağıladığı o partiden milletvekili olanları da hayran olduklarım sınıfına dahil etmek isterim. Ülkemizde bu hayran olunacak kişilerin sayısının az olduğunu da zannetmeyin. O kadar çoklar ki aklınız durabilir. Yarın basının Liboş olarak tanınan duayen yazarı CHP den aday ve sonrasında da milletvekili olursa şaşırmayınız. Bir zamanlar bölgemizin çok yakından tanıdığı ve birlikte yol yürüdüğümüz bir arkadaşımız da parti yönetiminde olmasa da tam zıt bir partinin bakanlık koltuğuna kadar ulaşabilmiştir.
Hayran olduklarım başlığına bakmayın siz, ben o başlığı ironi olsun diye attım. Bu koltuk değişikliklerini, siyasi sapmaları, şahsi çıkarlar için yapmaktansa sırada bir kişi olmayı her zaman tercih ederim. Dünyanın tanıdığı, dünyanın zengini bir kişilik olmaktansa, hiç kimsenin tanımadığı, simitle karın doyuran bir kişilik olmayı tercih ederim. Umarım ambulansın arkasına takılanlara açıkgöz adam yerine terbiyesiz adam diyenlerin sayısının arttığını görürüz. Umarım on paralık menfaati için toplumun yüzlerce liralık menfaatini hiçe sayanların azaldığı, hatta tamamen yok olduğu günleri görür, ülkemizle guru duyacağımız gelecekler yaşarız.