CANAN’A YAPILAN KADARI OLMAMALIDIR
Geçen hafta o kadar yazılacak konu var ki demiştim, gerçekten her hafta değişik bir aksiyon ile karşılaşıyoruz. Geçtiğimiz hafta yazımızı yazdıktan sonra CHP İstanbul İl Başkanı Sayın Canan Kaftancıoğlu’na verilen hüküm kısmen bozuldu, kısmen değiştirilerek onandı, kısmen de doğrudan onandı. Bu teknik tabirlerle kafanızı karıştırmak istemiyorum. Sonuç olarak Sayın Kaftancıoğlu’na dört yıldan fazla bir süre için milletvekili, belediye başkanı ya da belediye meclisi üyeliği gibi yerlere seçilme yasağı getirildi. AKP nin genel başkan yardımcılarından birisi bu konuda yapılan eleştirileri kınadığını dile getirerek: ‘’Bu bir hukuki karardır. Bırakalım bu kararın hukuki içeriği hukukçular tarafından değerlendirilsin.’’ Diyor. Sayın başkan hukuki kararlar için söylediğiniz doğru olabilir. Ama bir hukukçu olarak söylüyorum bu bir hukuki karar değildir. Bu bal gibi bir siyasi karardır. Hem de hukukun, mantığın, insanlığın, siyasi ahlakın, manevi duyguların, edep ve adabın hiçe sayıldığı olayların birbirini izleyerek verildiği bir siyasi karardır. Mahkeme heyetinin oluşumundan, dosya savcısının meslek tecrübesine kadar izlenen yol karar doğru dahi olsa ki (Doğruluğu tartışılmaz bile) böyle bir karara insanların yargı kararı olarak bakmasını beklemek fazla iyimserlik olacaktır.
Diğer taraftan daha önce Ergenekon, Balyoz vs. davalarında da biz aynı savunmaları yapıyorduk. Bu kararların da hukuki değil siyasi olduğunu iddia ederken sizler ülkenin bağırsaklarını temizlediğinden bahsediyordunuz. İki gün önce bir gazetede çıkan 3,5 sayfalık ilânda söylediklerimiz HSK daki üst düzey yargıçlar tarafından tek tek sıralandı. Bu kararların uydurma delillerle oluşturulan siyasi kararlar olduğu, hukukla uzaktan yakından hiçbir ilgisinin olmadığı tescillendi. Merak ediyorum acaba o günlerde bu kararların siyasi karar olduğunu söyleyenlere ateş püskürenlerin sesi neden çıkmıyor.
FETÖ terör örgütünün önünde diz çöküp biat fotoğrafı çektirenler, uğruna gözyaşı döküp, hakkında methiyeler düzenler için 17-25 miladı yapıyorsunuz, sizden olmayanların yıllar önce atılmış twittlerine verilen mahkûmiyetlerin hukuki olduğunu savunuyorsunuz. Üstelik de bu yaptıklarınızın yanlışlığını bilen danışmanlarınızın ‘demokratik tövbe’’ uyarılarına karşın yapmaya devam ediyorsunuz. Biliniz ki ilk seçimlerde sizleri yaptığınız demokratik tövbe bile kurtaramayacaktır. Yine biliniz ki yaptığınız bu hukuksuzluklarla vatanseverleri asla yıldıramazsınız. Örnek mi istiyorsunuz: Ergenekon, balyoz gibi siyasi davalardan yargılananlarla Silivri Mahkemelerinde ve cezaevinde görüştüğüm tüm haksızlık mağdurları tarihe geçen haksızlık mağduru olmaktan duydukları gururu dile getirmişlerdir. Hiç birinin inandığı yoldan döneceğine yönelik bir işaret görmediğim gibi çıkar çıkmaz inandıkları doğrultuda mücadeleye devam etmişlerdir. Zafer mutlaka demokrasiye inananların olacaktır.