ANKARA’YA LİMAN İSTİYORUM
Bundan belki de 10 yıl önceydi. Coğrafya derslerinde okuduğumuz dünyanın en güney kısmı olan Ümit Burnu’nun bulunduğu Güney Afrika ülkesine gitmiştik. Başkentlerden bir tanesi olan Cape Town’da konakladık. Şehrin Ultra lüks yatlarla girilen ve kanal açmak suretiyle oluşturulmuş ara sokaklarının bulunduğu zenginler mahallelerini de gezdik,(sakın gitmeyin uyarılarına karşın) sineklerin dolaştığı, açlık ve sefaletin kol gezdiği, binlerce kişinin kullandığı dışarıda tek tuvaletin olduğu semtleri de dolaştık. Tabii ki Ümit Burnuna gidip, tam Ümit Burnu yazan tabelanın önünde fotoğraf da çektirdik. Daha sonra bir diğer başkent olan Juhannesburg’a geçtik. Juhannesburg’dan uçakla tam iki saat kuzey yönüne uçarak Zambiya’nın başkenti Lukasa’ya ulaştık. Yani deniz kenarı olan Güney Afrika’dan iki saatlik bir uçuşla Afrika Kıtasının ortalarına gittik. Zambiya da kaldığımız süre içinde de ülkenin etrafının çepeçevre başka ülkelerle çevrili olduğunu gördük. Kaldığımız yerden ülkeyi Zimbabve’den ayıran sınır ve bu sınırdaki yüksek köprü görünüyordu.
Geçtiğimiz hafta eski bir diplomat olan iyi parti milletvekili Sayın Ahmet Kamil Erozan bir skandalı ortaya çıkardı. Buna göre gezip gözlerimle gördüğüm, sonra da tekrardan haritalarla çek ettiğim denize kıyısı olmayan Zambiya ile yapılan anlaşmanın 2. Maddesi 7. Fıkrasına göre ‘’Gemilerde ve karargâhlarda personel mübadelesi’’ ve gemilerle karşılıklı liman ziyareti.’’ İbaresinin kullanıldığı hususunu içeren bir sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşme TBMM onayına sunulurken bu garip durum ortaya çıkmıştır. Doğrusunu isterseniz bana çok çarpıcı geldi. Ana muhalefet partisi genel başkanı yürüyen merdivene tersten bindi diye yer yerinden oynadı. Yandaş medya adeta davul zurna ile alay edercesine olayı göklere çıkardı. Denizi dolaysısıyla gemisi olmayan bir ülkenin gemilerinin karşılıklı ziyaret edilmesi size komik gelmiyor mu? Yandaş medyayı geçtim muhalif medya bile bu skandala gerekli önemi vermemiştir. Bu tam bir diplomasi faciasıdır.
Bir yandan böyle düşünürken diğer yandan da kendi kendime teselli aradım. Çünkü bu ülkede bilek gücü olan pehlivanlar banka yönetmekle görevlendirildi. Yine bu ülkede ‘’Bundan sonra ABD’nin çıkarları için çalışacağına.’ Yemin ederek ABD vatandaşlığı alanların Türkiye’yi temsil etmek üzere büyükelçiliklere atandığını düşünürsek denizi olamayan ülke ile liman ve gemi üzerine maddeler içeren sözleşme imzalamanın da olabileceğini kabul etmek gerekir diye düşünüyorum. Aya çift şerit yol yapılacağına inanacak insanlar için ha denizi olmayan ülke ile liman ve gemi üzerine anlaşma imzalamışsın, ha Ankara’ya liman istemişsin. Ben de nu nedenle Ankara’ya Liman istiyorum. Şu farkı belirtmeden de geçmeyeceğim ben İstanbul’la liman istesem gülerler, ama aya çift şerit yol yapacak kişi Ankara’ya Liman yapacağım dese, tahmin ediyorum ki alkışlamaktan elleri şişer. İşte bugün geldiğimiz nokta bu olmuştur.