ZEHİRLENİYORUZ
Geçen hafta Ünye’nin Çaybaşı’nda yapılan TOHUM TAKAS ŞENLİĞİNE Kabakdağı düşünce kulübü olarak davet edilmiştik davete icabet ettik. Çeşitli şehirlerden gelen davetlilerde vardı. Çok güzel bir organizasyon yapılmış. Çok memnun kaldık.
Davete katılan ORDU ÜNİVERSİTESİ Profesörleri ve diğer TARIMLA ilgili bilim adamları konuşmalar yaptılar. Çiftçilerimizin ekim yaparken HİBRİT tohumları kullanmaya mecbur bırakıldıklarını bunlardan sadece bir mevsimde bir ürün alınabilindiği için EKONOMİK olmadığını anlattılar. Birde bu ürünleri tüketen insanların üretim sırasında kullanılan suni GÜBRELERİN - HORMONLU ilaçların ve ZEHİRLERİN insanların bağışıklık sisteminin yavaş yavaş çöktüğünü de anlattılar. Onun için hastalıkların arttığını vurguladılar. Şehirlerdeki Dev TIP Fakültelerinin, Devlet Hastanelerinin, Özel Hastanelerin yetmediğini. Yeni 1000 yataklı Şehir Hastanelerinin kurulduğunu anlattıklarında birden kafama dank etti.
Eskiden Fatsa’da 30 yataklı Devlet Hastanemiz vardı. O yıllarda Fatsa’nın 116 Köyü Korgan, Kumru. Aybastı gibi ilçeleri ve ayrıca 11 Belde vardı. Tüm bu bölgenin hastaları bu 30 yataklı FATSA DEVLET hastanesinde tedavi olurdu. Bugün Korgan, Kumru, Aybastı gibi ilçelerde müstakil hastaneler var. Fatsa’da gayet büyük bir hastane, Bir Özel Hastane, 11 Mahallede de sağlık ocakları var.50 tane Eczane var. Hala yeterli olmuyor. Hastaneler ana baba günü. İnsanlar zaman zaman çevre illerdeki hastanelere yada Ankara-İstanbul’daki diğer hastanelere gidiyorlar. Şaşırdığım başka husus
40 yıl önce ORTA CAMİİ de oturarak namaz kılan yoktu bugün 70 kişilik cemaat varsa 25ioturarak namaz kılıyor. Bu insanlara ne oldu.? İşte orada konuşma yapan profesörlerin haklı olduğuna inandım.
GENÇLERİN RUH HALİNDEKİ ZEHİRLENME
Televizyonun evlerimizde yaygınlaşması ile bazı din hocaları Tv. seyretmenin günah olduğu yönünde vaazlar verince geri kafalılar diye ne kadar kızmıştık. Ama 40 yıl sonra onlara hak vermeye başladım. desem yalan olmaz. Sabah gazeteyi açıyor 2. Sayfa haberlerinin tamamı cinayet haberleriyle dolu.
Akşam yorgun argın eve gelip Tv.’yi açıyorsun DİZİLER aman Allah’ım kan gövdeyi götürüyor. Tv. dizilerin mi yazan senaristler tüm dizleri şiddet üzerine kurgulayınca evdeki ERGEN çocuklar hayatı öyle sanıyor.
Eskiden kumar zenginler tarafından kumarhanelerde yada kulüplerde oynanırdı. Şimdi ise sosyal medyada oynanıyor. Eskiden kumarı zenginler oynardı, diyorum ya. Şimdilerde sosyal medya üzerinden ergen delikanlılar oynuyor. Sonra para batırıyorlar. Ya babası evini ocağını satıp çocuğun borcunu kapatıyor. Yada çocuk çok kötü bir iş yapıyor.
Geçenlerde böyle bir delikanlı 5000 Tl.’ lik kumar borcu için arkadaşına dedesini öldürttü. Öldürme kelimesi hafif kalır. Öldüren çocuk dedenin parasını aldıktan sonra onu testereyle kesip parçalara ayırıp atmış. Bizim devrimizde yani Tv.’lerin olmadığı devirlerde, 17 yaşındayken böyl ebir cinayeti hayal bile edemezdik. Ama Tv. dizilerini yazan Senaristler, olayı detay vererek dizi yapınca bundan etkilenen çocuklar Tv. dizisi etkisinde kalıp cinayet işleyebiliyorlar.
Yine geçen günü bir delikanlı eğer kız arkadaşını öldürürsen mermi parası benden demiş. Arkadaşı da kız arkadaşını arabasına almış sonra onu ensesinden vurup öldürmüş. Kızılırmak nehrine atmış. Ne kolay değimli? Tv.’lerde ki başrol artistleri dizi boyunca elinde tabancayla gezip adam öldürürse çocuklar etkilenen ergenler hayatı böyle sanıyorlar.
Halbuki Tv. Dizilerinde o cinayet işleyenlerin hapishanede çektiklerinin ne zorluklar çektiğini nasıl pişman olduklarının filmini yapsalar belki de daha caydırıcı olurlar. Ama nerede? Dediğim gibi Tv.’ler icat oldu mertlik bozuldu. Acaba hocalar haklımı diyorum.?