BU MUHALEFETLE ERDOĞAN KAZANIR
Yine boş gündemlerle dolu bir haftayı daha geride bıraktık. Bu ülkede geriye dönüp baktığınızda hatırladığınız tek şey “sokak röportajları” haline geldi. Eğlenceli, alaycı, doğruyu söyleyenlerle dolu bir sürü video. Ve asıl önemlisi ne biliyor musunuz. Vatandaşın sesinin direkt duyulduğu tek mecra. Yoksa anketlere baksanız, her çeşidini bulmak mümkün. Kimine göre Cumhur İttifakı kazanıyor, diğerine göre Millet İttifakı kabineyi kurmak üzere. Neredeyse Bakanları bile belli. Sadece Cumhurbaşkanı adayı yok ortada…
Ülkeyi 20 yıldır yöneten iktidarın Bakanı Nebati Bey, ”Ekonomiyi Kurtardık“ dedi. Yanlış okumadınız. Kurtardık dedi. Kimden, neden ve nasıl olduğunu söylemedi ama kurtardık dedi. Merkez Bankası eksi rezervdeyken, dövizi devletin faiz ödemesi ile frenleyebilmişken bunu nasıl başardığını anlayamadık ama her neyse. Koca Bakan vardır bir bildiği. Gözüne bakmak yeterli…
Her gün onlarca saçmalık ve liyakatsizlik yapılıyorken, muhalefetin oyunu artıramıyor olması ve iktidarın bu kadar “arsız ve pervasız” tavırlarına rağmen ortada somut-yıkıcı-umut veren bir muhalefetin olmaması galiba bizim en büyük eksiğimiz. 6 benzemez partinin son otobüse binmek zorundaymış havası, topluma umut falan vermiyor. Aksine, yalnız ve tek olduklarında sesleri daha gür çıkıyor. Mesela CHP, sizce gerçek CHP’ye benziyor mu Allah aşkına. Ya da milliyetçi muhafazakar geçinen İyi Parti. Ak Partiden kopan diğer iki partiye ne demeli. Kimse birbirini incitmemek için doğru dürüst fikir bile üretip konuşamıyor. Tek amaç Erdoğan’ı devirmek. Bütün siyaset ve çaba bunun üzerine kurulu. Bence umutsuzluğun çıkış noktası da bu. Başkasını kötüleyerek, eleştirerek değil yeni fikirler-yeni yüzler ve umutla insanlara gitmek zorunda olduğunuzu düşünüyor toplum. Ve maalesef siz bunu başaramıyorsunuz…
Koca muhalefetin, iktidarın o kadar sufle vermesine rağmen bir sloganını, bir önemli sözünü, bir çıkışını, akılda kalan bir projesini duydunuz mu ve hatırlayan var mı. Güçlendirilmiş Parlamenter sistem savaş karmaşasında güme gitti ama, bu millet eskiyi özlemiyor. Daha dün memleketin yarısından fazlası bu sistemi istemiyordu. Tek sorun orası görülüyordu da bugün ne oldu. Hele o, her partiye eşit süre vermek adına yapılan bir sürü ayrı adamın sunumu tam bir komedi idi. Ben bir hukukçu olarak anlatılanları anlamadım. Sunum sıfır, beklenti sıfır, umut sıfır maalesef. Prof. Ersan Şen hocam bunların hepsinden iyi muhalefet ediyor vallahi…
Elde ne kalıyor bu sefer, aday kim olacak. İki tane çok iyi adayın önü Ankara ve İstanbul feda edilmez diye kesiliyor ve macera aranmaya devam ediliyor. Yahu ülkeyi feda etmeye hazır ama Ankara veya İstanbul’u feda edemeyen bu zihniyetle siz nereye varacaksınız sorarım size. Bu iki şehir ülkeden büyük mü veya önemli mi. Solcu geçinen ortağı kızmasın diye muhafazakarlaşıyor ,milliyetçi geçinen diğeri için biraz merkeze yaklaşıyor, sakallısı sadece konuşuyor ve aslında doğru da söylüyor, diğer küçükler zaten cürümünün farkında değil her zamanki gibi “küçük dağları ben yarattım edasıyla” ortada dolaşıyor. Dış politikayı batıran, bizi Suriye’deki çöplüğe sokan adam Rusya krizinde üstlendiğimiz rolü eleştiriyor…
İnsan gerçekten gülsem mi ağlasam mı diye düşünüyor. Umut bekledikleriniz ölü doğdu varın farkına artık. Dua edelim de ekonomiyi kurtaranlara, Allah akıl fikir versin de fabrika ayarlarına geri dönsünler. Yoksa halimiz, seçimle bile harap. Neye ve kime güvenip seçim seçim diye bağırıyorlar anlamak mümkün değil. Ulan aynaya bakın önce be. Ama o baktığınız dev aynasına değil ha. Kalın sağlıcakla…