ÇOK ŞEY Mİ İSTİYORUZ? NAZAR MI DEĞDİ BİZE?
Zaman su gibi akıp gidiyor...
Kimler geldi... kimler geçti....
Akılda kalan ise kalıcı hizmetler oluyor...
Biraz eskilere gittiğimizde... Milletvekilleri... bakanlar sık sık ilimize gelip giderlerdi.
Bu ziyaretlerin içerisinde de temeller atılır, bitenler de hizmete açılırdı. Fırsat bulunursa da çok sayıda esnaf ziyaret edilip sohbet edilirdi. Olası bir beklenti ya da şikayet söz konusu olunca da hemen not alınır, şikayet ya da isteğin giderilmesi için çaba sarf edilirdi.
Günümüze bir bakıp değerlendirme yaptığımızda ise, tabiri caizse ne gelen var, ne de giden....
Ne arayan var, ne de soran...
Geçtiğimiz hafta sonu Ordu Büyükşehir Belediye başkanımız M. Hilmi Güler ilçemize geldi. Çiçeklerle karşılanan Güler, yapım çalışmaları süren meydan projesini yerinde inceledi. Akşamleyin ise, onuruna verilen yemeğe katılan STK temsilcileri ve muhtarlarla birlikte oldu ve sorunları dinledi.
Bu güzel bir gelişme. İnşallah başkan Güler, başkanımız İ. Etem Kibar ve STK temsilcileri ve muhtarlarla sık sık bir araya gelir ve yine sorunları diler çözüme kavuşturması için çaba sarfeder diye düşünüyorum.
Başkanın kapı kapı dolaşıp tek tek dert dinleyecek halı yok elbette. Dnun en büyük desteği ve yardımcıları, belediye başkanı, Belediye meclis üyeleri, STK ve mahalle muhtarlarıdır.
Eğer belediye başkanı, meclis üyeleri, STK ve muhtarlar, vatandaşların istek ve beklentilerini uygun bir zamanda, uygun bir dille gündeme getirirlerse öncelik durumuna göre de sorunlar ve beklentilerde çözümü kavuşur.
Başkan Kibar, daha yeni yeni ayaklarının üstüne basmaya başladı. Koltuğu oturur oturmaz, ziyaretçi akını başladı. Akabinde iadei ziyaretler. Bir yandan da aklı hayale gelmeyen devraldığı borçları ödemekle meşgul. Seçim süresince verdiği taahhütleri yerine getirmesi için biraz daha zamana ihtiyacı var. Durum onu gösteriyor.
Yol yapım çalışmaları, yeni yol açımları sürüyor. Onları yakından takip edenlerdenim. Ancak, başkandan beklediğim, çok fazla maddiyata dayamadığını düşündüğüm Çerkezler tepesinin yapımı için bir çalışma başlatırsa, en azından bir ilki gerçekleştirmiş olur...
Gelelim Ankara’ya...
Yukarıda yazdıkları, yerel çalışmalar. Belediyenin taahhütleri idi. Yapılıyor, tamir ediliyor... Çok ve olağanüstü bir sıkıntı yok...
Ama Ankara...
Bizim bir çevre yolumuz vardı...
Milletvekillerimiz Spor Kompleksinde sıra sıra dizilmişler, slayt gösteriler eşliğinde Çevre yolu projesinden bahsetmişlerdi.
Ballandıra ballandıra anlatılan çevre yolu projesini yerel televizyonlar canlı olarak yayınlamış, yerel gazetelerde günlerce, haftalarca sayfalarında yayınlamışlardı.
Sonuç?
Unutuldu gitti....
Ama biz unutmadık....
Sadece unutanlara hatırlatmak istiyorum o kadar....
Hakikaten ne oldu bizim çevre yolumuz..?
Organize Sanayi bölgesinde istimlak edilen arsaların ödenekleri ne zaman ödenecek onu da merak etmiyor değilim...
Parça parça ödemeler belki arsa sahiplerinin işine yarabilir ama, OSB’nin genişletme çalışmaları için bir önemi olmuyor.
Hepsi ödenmeli ki, çalışmalar devam etsin....
Yine geçtiğimiz yıllarda ihtiyaca cevap vermeyen Öğretmenevinin yeniden yapılmasını gündeme getirmiştim.
Hatta Milletvekilimiz Engün Taşçı ile bir araya geldiğimizde “Öğretmenevimiz ilçemizini en güzel yerinde bir konuma sahip. Ancak binamız çok eskidi. Yıkıldı yıkılacak. Yurdumuzun muhtelif yerlerinde modern Öğretmenevleri var. Bizim niye olmasın. Yer Milli Eğitim Bakanlığının. Bakanlıkla irtibata geçilip ödenek bulunup yapılması gerekiyor. Bu konunun takipçisi olmanızı bekliyorum” diye iletmiştim.
Aradan geçen bunca zaman içerisinde bir ses soluk çıkmadı.
Düşünebiliyormusunuz, Tabya başı olarak tabir ettiğimiz bir yerde 5 yıldızlı bir Öğretmenevinin olmasını.
Altında toplantı, konferans ve düğün salonları. Üst katlarda modern şekilde dizayn edilmiş odalar...
Yurdun dört bir yanından Karadeniz turuna çıkan misafirleri ilçemizde ağırlamak.. Memnun kalıp gittikleri memleketlerinde ilçemizden şitayişle bahsetmeleri...
Her Fatsalı gibi bende her türlü sorununu halletmiş, günün şartlarına göre sorununu revize etmiş bir Fatsa’da kim yaşamak istemez ki?
Yukarıda yazdım ya... Ne arayanımız var ne soranımız...Ama biz eskiden böyle değildik ki.....
Çok eskiler hatırlar.... Nazar mı değdi bize.... düştük bu hale neden.. diye başlayan bir şarkı vardı... Sonu da.... Kaderimiz böyleymiş... düştük bu hale neden.... diye bitiyordu...
İnşallah nazar değmiştir de.... dua ile başımızın çaresine bakarız.... Sonunu düşünmek bile istemiyorum...