YENİDEN...
Epey zaman oldu görüşmeyeli. Gazetemiz 52. Yılını kutladı hatta. En son ben yazarken 40’lı yıllardaydık. Dilerim 100. Yılını da sağlıkla huzurla görme imkanımız olur. Emeği geçenlere, yazanlara çizenlere, sahiplerine okurlarına nice yıllar diliyorum…
Dünya zaten tuhaf bir yerdi ,artık iyice tuhaflaşmaya başladı. İnsan tipleri, davranışları bırakın gelişmeyi ve ilerlemeyi daha da yozlaşmaya ve bozulmaya başladı. Kendimiz hariç herkesi suçlu görmek ve kendimizden başka her şeyi değiştirmeye çalışmak ana felsefemiz oluverdi. Buna da alfabe ile bilmem ne kuşağı gibi saçma sapan isimler koyanlar ama manasını bilmeyenler ön ayak oluyor…
Siyaset, ekonomi, spor ülkemizin ana gündemi. Bizde kimse sinema ve tiyatro sayısının artması ya da azalmasıyla ilgilenmiyor. Spor denilince de futboldan başka bir şey bildiğimiz falan yok. Şehrimizin futbol takımına harcanan paralarla her mahallede voleybol-basketbol-buz hokeyi-bilardo-masa tenisi-okçuluk-tenis vs. takımları kurabilecek ve adımızdan söz ettirecekken, biz yine her zamanki gibi parayı alakasız bir yere ve “herkesin yaptığını” yapmaya adamış duruyoruz…
Marketler resmen “müzeye” dönmüş durumda. Giriyorsunuz, izliyorsunuz dolaşıyorsunuz ve bir şey alamadan çıkıyorsunuz. Sakız bile 18 Lira. Hatta yazının yazılmasıyla basımı arasında 2 gün geçiyor, bu arada akaryakıt-elektrik-doğal gaz zamlanacağı için sakızın da fiyatı yerinde durmayabiliyor. Sadece sosyal medyada yazarak, ya da paylaşım yapanları beğenerek “eleştirdiğimiz bu düzeni” değiştirmek ve engel olabilmek için ne yapıyoruz peki. Hiç bir şey…
Adalet bozuldu, ekonomi bozuldu. Liyakat bozuldu yönetim ve idare bozuldu. Bunlara sebep olanları “dışarıda” arıyoruz ve yanlış çözümlerle sorunu gidermeye çalışıyoruz. Elektiriği % 128 zamlı alan ticarethaneyi denetlemeye Zabıta gönderiyoruz. Kdv oranını % 7 düşürdü mü diye. Ve bu matematiği sorgulamayan bir zümre ile aynı ülkede ve aynı fırtınada yaşamaya çalışıyoruz. Nefes alan herkesi insan sandığımız gibi, konuşan herkesi de “düşünüyor” zannediyoruz…
Uzun bir aradan sonra bu kadar yeter, sorunları yazsak ne sayfalar yeter, ne de günler. Dilerim daha iyi günlerde buluşuruz. Ne demişti ünlü ekonomist bakanımız, Mart Şubattan iyi geçecek Hele Nisan, aman Allah’ım düşünmek bile istemiyorum… Kalın sağlıcakla.