FATSA DAHA NE KADAR SUSACAK?
“Geçmişi çok fazla karıştırma!” der büyüklerimiz…
Bunu neden söylerler?
Çünki öyle konular vardır ki; konuşulmaması, konuşulmasından daha hayırlıdır.
İşin bu yönüne lafımız olamaz.
Zaten bazı acılar için; “Zaman en büyük ilaçtır” diye boşuna dememişler.
Buna da eyvallah!
İyi de; her acı, her konu için bu değerlendirme geçerli midir?
Zannetmiyorum.
Buna göre Fatsa Çevre Yolu’nu hiç konuşmayalım mesela…
Siyasilerimizin farklı yıllarda yaptığı havalı-civalı açıklamalarını gündeme getirmeyelim.
“Olmuyorsa olmuyordur. Zorlamanın bir anlamı yok.” şeklinde son derece gereksiz bir “olgunluk” gösterelim.
Peki; bunun kime faydası var?
Hatta bu anlamsız duruşumuz neye yarayacak?
Her fırsatta tozu toprağı halının altına süpürmek akılcılık olabilir mi?
“Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da projeyi her daim gündemde tutacağız.” diyenlere bir çift kelam etmeyecek miyiz?
Mesela şunu sormayalım mı?
“Siz; müjde kıvamındaki bu açıklamalarınızla nice seçimler atlattınız, nice oylar aldınız. Hani, nerede çevre yolu?”
Eğer hizmetler siyaset yoluyla geliyorsa, söz veren siyasiye bunları sormak da en doğal hakkımızdır.
Anlamsız efendiliği bir kenara koyalım şimdi…
Gereksiz pısmaları, sus-pusları bir “değer” zannetmekten vaz geçelim artık...
Bir kerecik olsun gür ve ortak bir sesle haykıralım.
Ve diyelim ki; “Arkadaş; benim çevre yolum nerede?”
Hiçbir siyasi kaygı gütmeden diyelim hem de…
Bu arada hakkını istemek ya da aramak, efendiliğe halel getirmez ayrıca…
Takıldığımız buysa eğer, bir an önce aşalım bu takıntıyı…
Bir şehrin trafiği can çekişirken, halktan yeterince ses çıkmaması size de garip gelmiyor mu?
Siyasilerin sükseli açıklamalarının ardından sessizliğe gömülmesi çok mu normal?
Öyleyse hadi gelin, geçmişi hep beraber “karıştıralım.”
Çok değil, bundan beş-altı yıl önce yapılan açıklama şuydu:
“Laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyuyoruz. İhale usulüyle yapılan proje, filan firma tarafından yürütülecek. Araştırma, harita, trafik ve projelendirme işlerinin yanında 15 adet büyük köprü, farklı uzunluklarda olmak üzere toplam 5 adet tünel ve 1 adet ÇED raporu hazırlanacak. Ve söz konusu proje, 500 takvim gününde bitirilecek”
Bırakın bitirmeyi, başlamadı bile…
Ayrıca taş üstüne taş konmadı ama laf üstüne bir yığın laf konuldu.
Bunca çelişkiyi gördükten sonra “yokmuş” gibi, “olmamış” gibi mi yapacağız?
İyi ama neden? Ve kimin hatırı için?
Fatsa’nın içinde bulunduğu bu kritik sıkıntıdan daha önemli olan ne?
Ordu’nun ve Ünye’nin çevre yolu sorunu çözülmüşken, bir numunelik gibi Fatsa’nın orta yerde kalmasına ses çıkarmayacak mıyız?
Yerel yönetimimiz, basınımız, STK’larımız, esnafımız, iş çevrelerimiz… vs.
Ağzının içinde dili olan her kim varsa, bu saatten sonra susmamalıdır.
Mademki ağlamayana mama yok, öyleyse hepimiz gereğini yapmalıyız.
Özellikle söz konusu açıklamaları yapan siyasilerimiz; Fatsa’da hangi mahalleye, hangi iş yerine, hangi kıraathaneye, hangi basına ve hangi eve giderse gitsin sorulacak ilk soru bellidir.
“Arkadaş; benim çevre yolum nerede kaldı? Verdiğiniz sözlere ne oldu?”
Kişisel hırslarımız için değil, Fatsa’nın yüksek menfaati için…
Bu arada 36 yıldır düşüncelerimi sizinle paylaşmamı sağlayan gazetemizin 52. kuruluş yıl dönümünü yürekten kutluyorum.
HOŞÇA KALIN..