SEDEF KABAŞ OLAYINA BAKIŞIMIZ
Sedef Kabaş’ı çocukluğundan buyana tanırım. İş ortağımın manevi kızıdır. Çok hırslı, çok çalışkan, yaptığı her işte inanılmaz derecede iddialı bir kişiliktir. Tutuklanmasına neden olan sözleri söyleme anında yakalayamadım. Suç olduğu gerekçesi ile tekrarını da göstermediler. Bu konularda üstat olan Sayın Celal Ülgen’i dinlediğim kadarı ile abartı olduğu ifade edilmektedir. Hangi şartlar altında olursa olsun benim tanıdığım Sedef Kabaş’ın tartışmaya meydan verecek, farklı yorumlara çekilebilecek bir atasözünü yanlış anlaşılacak bir ortamda yanlış bir ifade şekli ile ortaya atıp kendisini ve aynı zamanda demokrasi ve hukukun üstünlüğünü sevenleri böyle bir ortamla karşılaştırmaması gerekirdi. Beğenirsin veya beğenmezsin şu an için ülkenin seçilmiş bir cumhurbaşkanıdır. O’na hakaret anlamına çekilecek ifadelerden kaçınmak gerekir. Cumhurbaşkanını sevmek zorunda değilsin ama hakaret anlamına çekilecek ifadeden de kaçınmak gerekir. Ben de sevmem. Sevmediğimi de çekinmeden söylerim. Sevmemi zorlayan bir yasal kural da bir örf ve adet de yoktur. Ama saygıda kusur etmeyi de düşünmem.
İşin diğer boyutuna gelince:
Birincisi: Daha düne kadar yargı reformu açıklanırken gece yarısı veya sabaha karşı gözaltına almak gibi hukuka ve demokrasiye yakışmayan işlerin yapılmayacağı müjdesini veren Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanının nerde olduğunu bu konuda dünkü beyanlarına ne diyeceklerini merak ediyorum. Çirkin, hoyratça bir işlemdir. Kabulü mümkün değildir. Bir hukukçu olarak kınıyorum.
İkincisi: Gece operasyonun yanlışlığı gibi benzer suçlarla kıyaslandığı takdirde bir gün bile cezaevinde yatırılmayacak bir suç için tutuklama kararı verilmesi ikinci bir yanlıştır. Görülmüş şey değildir böyle bir tutuklama…! Hukuki duygular rencide edilmektedir.
Bu yanlışlar ülkemizde yargıya güvenin % 30’lara düşmesine neden olmuştur. Saraylarla, uçaklarla kazanıldığı sanılan ülke itibarı bu tür yanlış uygulamalarla yok olmuştur. Yok edilmeye de devam edilmektedir. Önceki yazılarımda söylediğim gibi bu işler lafla olmamaktadır. Önemli olan uygulamadır. Ülkede işsizliğin sebebi de, ekonomik sıkıntıların sebebi de dış güçler değil çifte standart uygulamalarıdır. Geçen hafta yazdığım gibi hazinenin parasını zimmetine geçirene verilen ceza için özel yasa çıkarıp evde ceza çektirirken yatarı olmayan bir suç için tutuklama yapmaya kalkışırsan kimse gelip böyle bir ülkede yatırım yapmaz, istihdam yaratmaz. Bu iş bu kadar basittir. Daha dün, gece operasyonu yapılmayacak deyip, gün ışımadan yatarı olmayan bir suçtan ertesi gün gece yarısı saat 02,00 de gözaltı yapılmasına ses çıkarmazsan sana kimse inanmaz! Yol yapmak, hastane yapmak güzel şeydir. Ama her şey değildir. Önemli olan her şeyin güzel yapılmasıdır. Sınıfı geçebilmek için matematikten 8-9 almak yeterli değildir. Karnedeki tüm notların 5 in üzerinde olması gerekmektedir.