BEN KORONA BİR MAĞDURUYUM
Hani derler ya KADER Mahkumu diye. Adamın suçu yoktur. Haksız yere hapse atılır. Bende bu KORONA yüzünden ikinci defa ev hapsine düştüm. Birinci defa kızımın bir arkadaşı koronaymış. Kızım baba beni hastaneye teste götür dedi. Götürdüm. Gitmişken bende test oldum. Kızım pozitif çıktı ben Negatiftim ama bana TEMASLI olmaktan 14 gün ev hapsi verdiler.
Geçen günü yine benzeri şey oldu. Bende hiçbir belirti olmadığı halde bana yine 7 gün ev hapsi verdiler. Ama ben bu hapis cezasına uymadım dışarı çıktım. Fakat beni sokakta kim görse geçmiş olsun diyor. Bazıları ise telefonla arayıp geçmiş olsun demeye başladı. Arkadaş dün bir, bugün iki nasıl duyuldu şaşırdım. Sonra dayanamadım bana geçmiş olsun diyen İbrahim Ant yeğenime, sen bana niye geçmiş olsun dedin, kimden duydun deyince. ATİLLA SÖZEN’den duydum dedi ve güldü. Dayı eğer o duyduysa 15 dakika sonra bütün Fatsa duyar deyince ona hak verdim.
Atilla’yı aradım. Nereden duydun deyince. “Benim işim bu. Gazeteciyim. Duyduklarımı HALKIN SAĞLIĞI için herkesi uyarırım” dedi. Işıtan Ustaya da o duyurmuş. Beni telefonla arayanları Işıtan usta yönlendiriyormuş. Arkadaş bu ikisinin diline düşeceğine B…K KUYUSUNA düş daha iyi. Kuyudan çıkınca yıkanırsın elbiselerini yıkatırsın KOKU gider. Ama Atilla ile Işıtan Ustanın sana attığı B..K un kokusu 1 YILDA çıkmaz, aleme rezil olursun.
Işıtan Ustayla, Atilla bana aşırı derecede gıcıklar. Çünkü ben Gürcüyüm ve sıfır kan gurubundan olduğum için bana KORONA, tıbben bulaşamaz olduğunu Profosör raporuyla ispat ettim. Biz Kabakdağ’lılar A Sınıfı Gürcü olduğu için bize hiç bulaşamaz diye de hava attım. Ondan dolayı Işıtan Usta bana gıcık. Atilla ise 2. Sınıf Gürcü olduğu için oda gıcık. Bana ve Kabakdağlılara karşı hasetlikten çatlıyorlar.
Cenan Yahşi şahitim. Usta beni korkusundan ilaçlamadan dükkanına almıyor. Ben 4 defa aşı olmuşum. Beni değil KORONA, ÇİN devleti bile korkutamaz. Ama içime de bir kurt düşmedi değil. Ama koronamıyım diye kendimi test etmek için BÜLENT ERKLİ’yi tüpçü Rıfkı Altıntaş’ın yanında otururken hadi sahilden yürüyerek, Sülükgölüne gidelim diye çıkarttım.
Beraber kol kola maskelerimizi çıkarıp sahilden yeni evliler gibi yanak yanağa yürüyüşe çıktık. Sülükgölüne kadar yürüdük. Ben Bülent’in yüzüne yüzüne devamlı konuştum. Sülükgölünde kaldırımdaki oturakta 1 saat oturduk. Ben yine Bülent’in yüzüne yüzüne üfleye, üfleye orada da devamlı konuştum . Sonra ayrılırken hiç adetim olmadığı halde onu öperek uğurladım. Ve sonucunu beklemeye başladım. Bir iki gün sonra kendisini telefonla aradım nasılsın ne var ne yok dedim. Baktım gayet sıhhatli cevaplar verince demek korona olmamış. Dolayısıyla bende KORONA olmadığımı anlamış oldum. Sonra kendi kendime şu Teoriyi ortaya attım.
Korona Karadeniz’de yaşayan Acara MUHACİRLERİNE bulaşamıyor. Peki bu Korona Türkiye’de başka kime bulaşamıyor? SURİYELİLERE. Bülent esmer tenli. Yani SURİYE’LİLERE benzemesi beni şüphelendirdi. Bülent 7 kuşak önceden buraya Suriye’den gelen muhacirlerin torunu olabilir mi.? Yorumu Bülent’in arkadaşlarına bırakıyorum.
Sonuç: Yukarıda yazdıklarımın tamamı doğrudur. Peygamber efendimiz ne demiş? Deveyi sağlam kazığa bağlayın demiş. Bizde Bülent’le 4. Aşımızı olduk. Yani deveyi sağlam kazığa bağlayıp öyle eylem yaptık. Aman siz etnik olarak Gürcü yada Suriye’li değilseniz, sakın AŞINIZI yapmadan böyle işler yapmayı denemeyin.