HALK DERTLERİNDEN BİLİMSEL KALKINMA ÖNERİLERİ
Halkla Bilimsel Kalkınma yazımda işlevleri adlarında Bakanlıkları, ardından halk özlemi icraatları anlatmıştım ya bu da ikincisi:
TEMSİL VE YÖNETİM ANLAYIŞI: Temsil eden ve yönetenlerin diğer çalışanlardan üstün tutulması, onlara ayrıcalıklar tanınması tarihimiz boyunca kamu vicdanını yaralayagelmiştir. Günümüz insanlarının kendi aralarında konuşmalarından bu ayrıcalığa karşı büyük tepki olduğu anlaşılmaktadır. Öyleyse bütün temsil görevlerinin emekliliği kaldırılmalı. Emeklilik, 65 yaşa kadar meslek icrasından sonra hak edilebilmelidir. Ayrıcalıklı emeklilik de kaldırılmalı; kimse kamudan da özelden de siyasî konumu veya kariyeri gerekçesiyle birden çok maaş alamamalıdır. Hakkıyla ancak tek iş yapılabilir çünkü. Sosyal Haklar ve Kurumlar Bakanlığı çalışmalarıyla liyakat-adalet gözeterek maaş uçurumlarını kaldıran Personel Kanunu(PEK) TBMM’den çıkarılmalıdır.
TRAFİK ÇİLESİNİ BİTİRME: Ülkemizde trafik kazaları terörden fazla can almaktadır. Bunu önlemek için duble yollar ve cezacılık anlayışlı elektronik denetleme sistemleri de çok işe yaramamıştır. Denendi, görüldü. Kurulacak Trafik Eğitim ve Takip Bakanlığı çalışması sonunda karayolarıyla ilgili eğitim ve düzenli rehberliğe dayalı TBMM’den Trafik Eğitim ve Yönetim Kanunu (TEYÖK) çıkarılmalıdır. Ulaşım Bakalığı, hızlı tren ve hava-deniz taşımacılığını geliştirme hızını artırarak kara trafiğine destek olmalıdır.
DOĞA, ÇEVRE, KENTLER VE BİNALARIN DÖNÜŞÜMÜ: İş ve iyi yaşama derdiyle büyük kentler, özellikle de İstanbul gitgide daha çekilmez oluyor. Bedri Rahmi Eyüpoğlu 100 yıl önce Anadolu’ya ulaşamayınca İstanbul canavar sofrası oldu; günümüzde de Cumhurbaşkanı İstanbul’a ihanet ettik dedi ama ardından şaşılası imar barışı getirildi. Köy-Kent Planlama ve Emlak Bakanlığı çalışması sonunda Kentsel ve Bina Dönüşüm Kanunu (KEBİDÖK) çıkarılarak büyük kentler dışında düzenli yapılaşma yerleri kurulmalı, sanayi ve teknoloj yatırımları Anadolu’ya aktarılarak başta İstanbul büyük kentlerin nüfsunun sabit kalması hatta eksiltilmesi tedbiri alınmalıdır. Kurulacak havuz sistemine, binaları değer kazanan herkes katkı yapmaya gönüllü olacağı için bütün yapıları depreme dayanıklı, enerji tasarrufu sağlayıcı ve estetik hale dönüştürmek zor olmaz. Aynı Bakanlık bünyesinde piyasa şartlarına göre değeri belirlenmiş, il ve ilçe şubeleri olan Emlak Bilgi Bankaları yüklü Alım Satım Ofisleri (EBİB) kurulmalı, emlakçılık kaldırılmalı ki kayıt dışı haksız emlak kazancı ve vergi kaybı önlenebilsin. Yapsatçı inşaatları da buradan satılmalıdır. Çevre, Gıda, Sağlık Koruma Bakanlığı çalışmalarıyla Çevre Düzeni Kanunu (ÇEDÜK) ile tüm köy ve kentlerde düzenli, estetik, az katlı binalar, geniş sokaklar, huzur verici doğa zengini ortamlar düzenlenmeli; Sağlıklı Gıda Üretim ve Koruma Kanunu (SAGÜK) ile de çiftçiye eğitim ve rehberlik hizmeti verilmelidir. Hastalık ve Salgınlardan Koruma Kanunu (HASK) ile alınacak tedbirlerle sağlık harcama yükü azaltılmalıdır. Doğa ve Tarım İşleri Bakanlığı çalışmalarının Doğa, Orman ve Tarımı Geliştirme Kanunu (DOTAK) ile de doğa korunmalı ve tarım faaliyetleri iyileştirilmeli, sürekli orman içi temizliği yapılarak yangınları önlenmelidir.
SİVİL TOPLUM DENETİMİ: Hükümet, icraatına tepkileri isterse; tepkiciler ise Meclisin salt çoğunluğunu alabilirse o icraatı ve sorumlularını bütün il ve ilçelerde yargıç veya noter gözetimli halk temayülü oylamasına götürebilmeli. Bu uygulama sonunda halkın aleyhteki kararından sorumlu icra makamı da tepkicilerin vekillikleri de düşmelidir. Halk, iktidar icra ve icracılarını da yasamayı da genel seçimleri beklemeden bu yolla sürekli denetleyebilir. Bu denetim sistemi, yürütme ve yasamayı çok yönlü araştırma, inceleme yapıp düşünmeye; İslamın istişare-liyakat-adalet-itaat ilkelerine uymaya; yönetim, denetim, üretim planlaması yapmaya ve iş-STK dünyasıyla sürekli iletişim halinde doğru bilgilerle doğru işler yapmaya zorlar.
İÇ-DIŞ POLİTİKA: Müslüman ülkeyiz. Dinde zorlama yoktur uyarısı yapan İslama da uygun inanca saygı ve bu nedenle kimseyi ötekileştirmeme anlamlı laiklik ilkemiz gereği, hiçbir ülkeye din eksenli bakmadığımız mesajını vermeliyiz dünyaya. Kur’anın Bakara süresinin 84 ve 85.ayetlerine aykırı olarak İslamın emri diye kendilerinden saymadıklarını ötekileştirme, yurtlarından çıkarma veya öldürme eylemleri gerçekleştirenlere şiddetle karşı olduğumuzu; böylece Atatürk’ün 10.Yıl Nutku’nda belirttiği dünyada hakikî huzurun temini yolunda üzerimize düşeni yaptığımızı söylemeli ve icraat olarak da sürekli göstermeliyiz. Ayrıca Bakara süresinin 165 ile 255.ayetine (ayet-el kürsî) aykırı olarak ilahlaştırılan yani Allah sevgisi ve bağlılığına ortak koşulan tarikat, mezhep, inanç liderlerini oy kaynağı görme kronik hastalığına neşter vurmalı, onların çıkara dayalı ilişkiler ağı kurarak örgütlenmelerini önleyici yasal tedbirler almalıyız. İslam hoşgörüsü yolu açmış Mevlana ve Yunus…gibiler günümüzde niye yok, varsa da niye gündem değiller? Dünyaca tanınmış bu iki ismin adını taşıyan tek üniversitemiz bile yok. Ne acıdır ki Konya’da bukalemun olarak bir Mevlana Vakıf Üniversitesi açılmıştı, kapatıldı. Bu niye böyle diye düşünüp sorgulamamız gerekmez mi?
İSLAM HOŞGÖRÜSÜNÜN DİN VE İNANÇ KURUMU (DİYANET): Niye böyle düşünüşünün olumlu sonucu olarak bu kapsayıcı Kurum ihtiyacı çıkmaz mı ortaya? Ülkemizdeki bütün din ve inanç sahiplerinin devletinden talep ettiği desteği alabileceği bir DİYANET kurulası değil mi? Bünyesinde ülkemizin tüm inanç temsilcilerini bulunduracak üyelerden oluşan üst kurullar olmasın mı? Bu kurullar ülke bütünlüğüne hizmet için sürekli faaliyet yürütmesin mi? Bu kurullar olmadığı için ticarî, siyasî çıkar için tarikat, cemaat örgütlenmeleri olduğunu, bunun da başımıza neler getirdiğini tarih boyunca görmedik mi? Dersimizi almalıyız artık! Diyanet bünyesindeki bu kurumların onayı olmadan vaız ve demeçlerin kamuoyunda tartışılması fikir özgürlüğü kapsamı içinde düşünülebilir. Ancak insanlar yasa önünde geçersizliğini bilmelidir. Bu icraat vesayet değil, sosyal bilim gerçeğidir.
MİLLİ TANITIM ve MEDYA KURUMU (MİTAMEK): Alanlarında tanınmış spor, medya, sanat, bilim insanlarının aralarında oy çokluğuyla seçtiği mensuplarından oluşan bu Kurum sürekli faaliyet halinde olmalı ve ülkemizin dünya huzur ve barışına hizmet içinde olduğunu;her olumlu olay, başarı ve sonuçları propaganda edebilecek iletişim, yayın, ürün, eser takdimini demiri tavında dövercesine yapabilmelidir. Böylece ülkemiz leyhindeki olumlu lobi faaliyetlerine önemli bir katkı yapılmış olur.TRT satılmalı ama tüm yayın kurumları, körtaraf veya yalan yayın yapmamaları için bu kurumda halk oyuyla seçilmiş 81 il temsilcisi denetim kurulu da olmalıdır. İç Yönetim ve Sosyal Düzen ile Millî Dış Politika Bakanlıkları sosyal medyada kamu vicdanını yaralayan veya yasalara göre suç nitelikli yayınların muhataplarını takip edip yargı önüne çıkaracak birimleri MİTAMEK için seçmelidir.