MECLİSTE FINDIK ÜRETİCİSİNE ATILAN GOL…
Muhalefet partileri tarafından meclise bir önerge sunuluyor.
Önergenin konusuysa “Fındık üreticilerinin sorunlarının araştırılması”…
Oylamaya geçiliyor.
Ve önerge reddediliyor.
Daha kötüsü…
Red oyu veren milletvekilleri sevinç çığlıkları atıyor.
Daha da berbatı var.
Özellikle iktidar kanadının Adapazarı, Ordu, Giresun ve Trabzon milletvekillerinden “çıt” çıkmıyor.
Fındığı malzeme yaparak siyasi makamlar kazananlar, Ankara’ya vardıklarında fındık üreticisi aleyhine tavır sergiliyorlar.
Bana göre sözün bittiği yer, tam da burası…
Gönderdiğimiz milletvekilleri, fındıkçının mağduriyeti üzerine bir de sevinç çığlıkları atabiliyorsa oturup kara kara düşünmek gerekir.
Neyin sevinci bu?
Neydi anlaşma?
“Ben sana oy vereceğim, sen de seçilip meclise gittiğinde benim çıkarlarımı savunacaksın.”
Yanlış mı hatırlıyorum?
Anlaşma bu değil miydi?
Yoksa seçim döneminde vatandaşlara şöyle mi seslendiler?
“Ey vatandaş! Ey fındık üreticisi! Sen bana oyunu ver, meclise gönder, gerisine karışma… Senin için çalışmamayı, sana hizmet etmemeyi vadediyorum. Bu konuda nasıl başarılı olduğumu gözlerinle göreceksin.”
Genel seçimleri dün gibi hatırlıyoruz.
Böyle bir vaadde bulunmadılar.
Aksi halde seçilemezlerdi.
Amiyane tabirle sormak geldi içimden…
Nasıl bir “kafayla” yaşıyorsunuz siz?
Allah aşkına Ankara’da siz “ne içiyorsunuz”?
Bu milletin oyuyla, bu milletin vergileriyle orada bulunduğunuzu unutmuş gibisiniz.
Millete hizmet etmeyeceksiniz de kime hizmet edeceksiniz?
Şu yaptığınız “fındık üreticisini satmak” değilse nedir?
Eğer satmadığınızı iddia ediyorsanız, bu zafer çığlıkları niye?
Muhalefete karşı kazandığınız “sözde zaferi” kutladığınızı biliyorum elbette…
Muhalefetin verdiği her önerge, haklı nedenlere dayansa bile reddedilmesi gerektiğini size kim söyledi?
Vicdanınızı, sağduyunuzu nereye bıraktınız?
Millet iradesinin üzerinde bir irade varsa…
Ve siz o iradeye hizmet ediyorsanız, söyleyin biz de bilelim.
İnanın kimselere söylemeyiz, aramızda kalır.(!)
Sizin yerinizde olmayı istemezdim doğrusu...
Çünkü düşünürdüm;
“Önergeye red verdik ama seçim bölgesine vardığımızda halkın yüzüne nasıl bakacağız, onlara ne diyeceğiz?” diye…
Buna rağmen halkın karşısına haklı sebepler sunarak çıkacağınızı umut ediyorum.
Ama umutsuzca…
Zira millete attığınız bu gol, kaleden çıkacak gibi değil…
Aslında kendi kalenize attınız ama bunun farkına varacak durumda olmadığınız o kadar belli ki…
Yıllardır “çevre yolu” dediniz, ortada hiçbir gelişme yok…
“Millet bahçesi, kentsel dönüşüm” dediniz, adından bile söz eden yok…
Fatsa’da çevre felaketleri yaşanıyor, türlü tepkiler veriliyor ama dönüp baktığınız yok…
Vatandaşla oturup hasb-ı hal etmeyi zaten unuttunuz.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi son darbeyi de fındık üreticisine vurdunuz.
Farkında değilsiniz belki…
Şimdiye kadarki yaptıklarınızın veya yapamadıklarınızın üzerine “tüy diktiniz.”
Bu tabloyla ne kadar gurur duyacaksınız, bilmiyorum.
Gerçekten çok merak ediyorum.
Bu millet size nasıl bir kötülük yaptı ki; onları “cezasız” bırakmadınız?
Milletin vekili olduğunuzu unutmanız için, çok ciddi travmalar geçirmiş olmalısınız.
Durum gerçekten öyleyse, bu millet size yardımcı olacaktır.
Hiç üzülmeyin.
HOŞÇA KALIN