MISIR-AFGANİSTAN VE DEMOKRASİ
Ne demek istediğimi daha iyi anlatabilmek için biraz geriye dönüp Mısır’da olup bitenleri hatırlamakta yarar görüyorum. Abdulfettah es-Sisi, yani Mareşal Sisi 12 Ağustos 2012 tarihinde Mısır Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı olur. Devletin başında 5. Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi bulunmaktadır. Mareşal Sisi göreve gelmesinden yaklaşık 11 ay sonra yani 03.Temmuz.2013 tarihinde darbe yaparak yönetime el koyar. Daha sonra da devlet başkanı olur.
Demokrasiden yana olan herkes haklı olarak darbeyi lanet eder. Bu arada bizi yönetenler de aynı şekilde darbeyle gelenlere karşı olduklarını, darbe ile göreve gelen Mareşal Sisi’yi tanımadıklarını, kendisi ile muhatap olmayacaklarını açıklarlar. Doğrusu da budur.
Aradan yaklaşık sekiz yıl geçmiştir. Afganistan’ın başında da seçime göreve gelmiş bir devlet başkanı vardır. Bir tarafta da kendilerini islâm dinine bağlı, şeriatı önce ülkeye, sonra da güçleri yeterse tüm dünyaya yaymayı hedefleyen Taliban adı altında, tüm dünya tarafından terör örgütü olarak kabul edilen bir oluşum vardır. Bugün bizi yönetenlerin dahi ‘’Afganistan’daki ışıd-taliban çatışmasına iki terör örgütünün çatışmasıdır demesinden de anlaşılacağı gibi’’ terör örgütü olarak gördüğü bir oluşumdan bahsediyoruz. Bu örgüt de en az Sisi kadar kan dökmüştür. Hatta izlediğimiz kadarı ile daha da gaddarca ölüm saçmaktadır. Seçimle iş başında bulunan devlet başkanı korkudan ülkeyi terk etmiştir.
Şimdi bu durumda gerçek demokrasi taraftarlarının bundan sekiz yıl önce Sisi’ye takındığı tavrın aynısını takınıp, seçime görev başında olanların yanında olması gerektiği kanısındayım. Aksi tutum ve davranış içinde olmak devlet yönetimi ciddiyeti konusunda en azından soru işaretleri oluşturur. Hele de bir terör örgütü ile oturup istişarede bulunmak, Onları muhatap alıp görüşme yapmak bu soru işaretlerini daha da güçlendirir. Yarın öbür gün Avrupa’da, Amerika’da PKK ile görüşen devlet temsilcilerine ‘’ne yapıyorsunuz?’’ sorusunu sorduğumuzda bize dünyanın terör örgütü olarak gördüğü Taliban ile görüşen siz değil misiniz sorusu sorulduğunda ne cevap vereceğiz?
Bana göre bu husus sadece dış politika sorunu değildir. Şöyle ki: Ülkemize yatırım yapacak yabancılar açısından önem arz etmektedir. Hiç kimse dün demokrat, yarın değil yönetimlerle iş yapmak istemeyecektir. Yalnızca ekonomide değil, yönetimde ve dünyaya bakış açısında da istikrar önemlidir. Benim teröristim iyidir bakışı le demokrasiden uzaklaşırsak, gerçek demokratlarla aramızdaki mesafe açılacaktır. Hal böyle olunca da yalnız kalacak ve daha çok İBAN dağıtıp, ayakta durabilmek için yardım bekler olacağız.