AFGANİSTAN
Tüm Dünya izliyor, kadının yok sayılmasını, yaşamının suç olmasını, varlığının bir zerre tanesi kadar bile yer kaplamamasını film gibi izliyor.
Çığlıklar duyulmuyor, ıssız bir evrenin dilsiz çığlıkları gibi deliyor kulakları tüm sesler…Kadın doğmak, kadın olmak nefret edilesi bir dünyanın nefret edilesi yaratıkları olarak doğruluyor yaşamlarını…
Kendilerini doğuranı, besleyeni, can vereni yokeden bir zihniyeti normal addeden bir düzenin ve çağın tanığı olmak utancıyla haykırmak istiyorum tüm dünyaya…
Ne kadar saklasanız da, yaksanız da ortaçağ karanlığında, gömseniz de diri diri toprağa yeniden doğar tüm bedenler aynı insan çıplaklığıyla…
Bedenimizi günahınızın sebebi saydığınız bu yüzyılda farkında değil misiniz, yüzyıllar önce adına savaştığınız din akladı bu bedenleri ve ayrı saymadı insanı insandan…Şimdi hangi din, hangi ahlak, hangi yasa yol veriyor bu vahşi düzenin sahipsiz evlatlarına…
Rüzgarın savruluşunda, yaprağın kımıldanışında, etin kemiğe bürünmesinde, suyun toprağa yürümesinde hissedilen bu varlığın inkar edilemeyeceğini hala öğrenemedi mi beyinlerinizin kıvrımlarında dolaşan kan damlaları…
Kızkardeşlerimiz sizin için ağlamıyorum, tüm kadınlar için ağlıyorum bu çağda, herşeyin görünür olduğu, herkesin here yere elini uzattığı bir yüzyılda, bir serçe ürkekliğinde ölümü beklemenize…Beklediğiniz kuytu köşede size siper olamayan tüm erkeklere ağlıyorum…
Kanınızla beslediğiniz, emzirdiğiniz, hayat olduğunuz her bir hücrenin, elinde çift uçlu kılıçla sizi hayattan koparmasına ağlıyorum…
Tüm çocuklarınızın, tüm kadınların ve tüm erkeklerin sizi ellerinde dağın diğer yamacına taşıyamamasına ağlıyorum, varlığımdan gurur duyarken, varlığımla size siper olamamaktan utanıyorum….Gökyüzünün, ağaçların, ormanların, kuşların, çiçeklerin, böceklerin bir olup sizi bu çukurdan çıkaramamasına utanıyorum…Sizi bu çukurda tutan ellere çiçek uzatan tüm elleri utançla kınıyorum….
Tüm kalbimi size bırakıyorum…Tüm bedenimle varlığınızı yok sayanlara karşı duracağımı haykırıyorum…Tüm dünyaya gücümüzü haykırırken, aslında sonsuz gücümüzün korkutan derecede her engeli aşacağını biliyorum…Yeter ki ellerimizi birleştirmeyi, ruhumuzu özgür bırakabilmeyi başaralım…Uçuralım içimizdeki tüm evrenin hapsedilmiş kuşlarını…….