SÖKE SÖKE NASIL ALAMAZLAR?
Geçen hafta Cumhurbaşkanının söke söke alırlar sözlerinde verilen asıl mesajın bundan sonraki ilk seçimde kaybetmeye hazır olduğu görüntüsü verdiğinden bahsetmiştik. Yine aynı yazıda bugün yapılan ihalelerin yüklenicilerinin, iktidar değişikliği halinde pek de cumhurbaşkanının söylediği gibi söke söke alamayabileceklerini, gerekirse bu konuyu bu hafta için işleyebileceğimizi yazmıştık. İşte bu nedenle karşınızdayız. Nasıl alamayacaklarına geçmeden önce size yaşanmış bir hikayeden bahsetmek istiyorum.
Yıllar önce müşavirliğini yaptığım bir belediyede parti ve başkan değişikliği olmuştu. Belediyenin gelir kaynaklarından bir tanesi de otel ve lokantası idi. Seçimlere birkaç gün kala seçimi kaybedeceğini anlayan başkan kendisine yakın hissettiği otel ve lokantanın işletmecisi ile (İdarenin devamlılığı ilkesinden yararlanmak amacıyla) düşük bir aylık kira üzerinden uzun süreli bir kira kontratosu yapmıştı. Güya giderayak kendi partilisine veya yakınına bir jest yapıyordu. Düşündüğü gibi de seçimleri kaybetti. Yeni seçilen başkan bunu hazmedememişti. Beni arayarak gerekirse (o tarihlerde bu konuyu düzenleyen 6570 sayılı taşınmaz kiraları kanunu vardı) bu yasanın hocasını bul ve bu sözleşmeyi iptal etmemiz gerekli diye ricada bulundu. İdarenin devamlılığı ilkesi gereği bunun mümkün olamayacağını söylememe karşın defalarca, hatta bazen gece saatlerinde arayıp durdu. Sonra aradan zaman geçti, kiranın güncellendiğini öğrendim. Ben de şaşırmıştım. Bu işin nasıl olduğunu sorduğumda bana: ‘’Evet idarenin devamlılığı var ama bir de idarenin elinde yetkileri var. Ben de idarenin yetkilerini kullanarak yolları kapatıp, güzergâh değiştirerek otel ve lokantayı işlevsiz hale getirmeye kalkıştım. Müşteri gidemeyince kira hiç ödenmese bile masrafların çıkarılamayacağı anlaşılınca yeni idareye başvuruldu.’’ Cevabını aldım.
Şimdi yeniden konumuza dönelim.
Sayın Meral Akşener Uluslararası hukukta var olan bir yoldan bahsetti, hiç kimse de böyle bir yolun olmadığı iddiasında bulunmadı. Ben de hukukçu olmama karşın uluslararası hukukta böyle bir yolun var olup olmadığını bilmiyorum. Sanıyorum iç hukukun mücbir sebebi gibi bir şey olsa gerek… Ancak yukarda anlattığım hikayeden de anlaşılacağı gibi belki yasal olarak ödememe olanağı olmasa da hukuka aykırı olmayan yöntemlerle ödememe durumu söz konusu olacaktır. Dikkat ederseniz çok ince bir ayrıntıya vurgu yapmak istiyorum. Bir işin yasal olması ile hukuki olması aynı şey değildir. Siyasi gücü elinde bulunduran yani iktidarda olanlar bu güçlerini kullanarak ödemeden kaçınabilirler. Hani bizim atasözlerimiz vardır. Bazen yanlış sonuçlara götürse de ‘’Bal tutan parmağını ı yalar..’’ sözünde olduğu gibi. Bu doğru mudur? Tartışılır. Ancak böyle sıkıntılı işlere de herkes girmek istemez. Hele de çok yüksek rakamların döndüğü bir işte hiç kimse böyle bir riski göze alamaz. Bu kadar yüksek paraları kazanan insanların gözü kapalı işlere gireceklerini sanmıyorum.