DEMOKRASİ İYİ BİR ŞEY…
Bu günlerde ısrarla sormamız gereken bir soru…
Demokrasiyi yeterince anladık mı?
Sahi nedir demokrasi?
Bu sorulara yanıt bulmadan ve bulduğumuz yanıtı idrak etmeden “bizde demokrasi var” diyebilmek, bizi anlamsız bir iklime götürür.
İnsanımızın demokrasiyi tam anladığını sanmıyorum.
Hatta tam anlamayanların, hiç anlamadığını düşünüyorum.
Biz zannediyoruz ki; “Önümüze sandık koyulduğu sürece demokrasi var.”
En diktatör rejimlerde bile vatandaşın önüne sandık konulduğunu biliyoruz.
Ama bunun, demokrasi için tek başına yeterli olmadığını da biliyoruz.
Demek ki; meselenin başka boyutları var.
Ya da olması lazım…
Şu çelişki, demokrasi adına halen tartışılır.
Demokrasi olmadan gelişmek mümkün değildir.
Ama diğer yandan…
Gelişmemiş ülkelerde demokrasiyi tesis etmenin zorluğundan da söz edilir.
Tavuk-yumurta, yumurta tavuk hesabı yani…
Elbette “gelişme” sözcüğünden sadece ekonomik gücü anlamak doğru değildir.
Zira demokrasinin oturduğu temeller çok daha başkadır.
Düşünce ve görüşlerin çeşitliliği…
Tahammül, hoş görü ve elbette sabır…
Çok açık ifade edeyim:
Bizim gibi toplumlarda düşüncesini beğenmediklerimiz için aklımızdan geçen ilk şey; “vatandaşın kafasını-gözünü dağıtmaktır.”
Fırsatını bulduğunda da bunu gerçekleştirmektir.
Oysa demokrasi bu değil ki…
Karşıt görüşün ifade zemini bulamadığı bir sisteme “demokrasi” diyebilmek mümkün müdür?
Eğer böyle olacaksa, görüşümüzü beğenmeyen birileri de, ilk fırsatta bizim “kafamızı-gözümüzü dağıtabilir.”
Bu tür ilkel yaklaşımlarla demokrasinin uzaktan yakından ilgisi olamaz.
Eğer varsa, orada demokrasi yoktur.
Kimin söylediğini unuttum ama şu sözü akıldan çıkaramayız:
“Senin düşüncelerine katılmasam da, kendini ifade edebilmen için hayatımı ortaya koyabilirim.”
İşte demokrasi, bu duruşu ve erdemi ister.
Bir diğer ifadeyle demokrasi, sağlam bir karakteristik yapının üzerine inşa edilmek zorundadır.
Ama “benim düşüncem en doğrusudur” saplantısı ve yanılgısı, bizi bu eksenden uzaklaştırıyor.
Bu durumu cehaletten başka bir kavramla izah edemeyiz.
Çünkü demokrasi bilim, sanat, spor gibi alanlarda yüksek bir çıtaya ihtiyaç duyar.
Bu kavramların bir ülkede ne kadar önemsendiğine bakarsanız, o ülkede demokrasinin hayat bulup bulamayacağını zaten anlarsınız.
Bir ülkede bol bol kitap okunuyor, insanlar her fırsatta konuşabiliyor ve tartışabiliyorsa o ülkede demokrasi adına umuda kapılabilirsiniz.
Bir ülkede bireyler, en az kendisi kadar başkalarını da düşünebiliyorsa, vicdan ve adalet duyguları sağlıklıysa o ülkede geleceğe güvenle bakabilirsiniz.
Siz eğer…
Bir devletin ve bir ülkenin temel dinamiklerine “dinamit” konulmadığı sürece her düşünce ve görüşün açık ve rahatça ifade edilmesi gerektiğini düşünenlerdenseniz, “demokrasiyi idrak etmişsiniz” demektir.
Siz eğer…
Sizin gibi düşünmeyenlerin düşüncelerini ve bakış açılarını kıymete değer görüyorsanız, “yaşadığınız ülkenin gelişmesine katkı ve fırsat veriyorsunuz” demektir.
Ama siz…
Sizinkiyle uyum sağlamayan başka düşünceleri, henüz “cenin” halindeyken öldürüp gömüyorsanız, “demokrasiyi de toprağa gömmüşsünüz” demektir.
HOŞÇA KALIN