PANDEMİ’NİN YAŞATTIKLARI
Bir buçuk yıldır Pandemiye esir olan Türkiye’de, insanlar adaptasyon zorluğu çekmeye başladılar.Salgından kaynaklı ve alınan tedbirlerden dolayı da insanlar yalnızlık çekiyor, her şeyden korkuyor ve şikayet ediyorlar. Birbirlerine acaba korkusuyla yanaşamıyorlar. Pandemiden dolayı insanların Psikolojik sorunları artarken İyice hırçınlaşıp tahammülsüz oldular. Antideprasan kullanımı %75 arttı. Pandeminin getirdiği psikolojik bozukluklar: YouTube’dan Mafyanın, devlet adamlarına kafa tutması, yada Kovit 19 hakkında bilgi vermeye çalışan ,ünlü Mikrobiyoloji Profosörlerinin bile Televizyon’daki tartışma sırasında birbirlerini canhıraş bağırarak cahillikle suçladılar. Siyasilerimiz hep ayrı bir alem.Televizyondaki tartışmalarda cam masayı kırıp birbirlerine yumruk yumruğa geliyorlar.Bu tür davranışta kendi düzeni, işleri bozulan sokaktaki insanların pisikolojisini bozuyor.
Yumruk yumruğa derken geçen gün gazetelerin manşetlerine bir haber düştü. Ordu Milletvekili Ergun Taşçı, daha önce makamında yumrukladığı OBB Bld. Bşk. Hilmi Güler’in Özel Kalem Müdürüyle bir açılış sırasında tekrar yumrukladı. Sen koca milletvekilisin sana el kaldırmaktan çekinen bir memurla neden böyle bir işe girişirsin.? Herhalde oda geçmişte Aybastı’daki bir Festivalde binlerce kişinin gözü önünde bir müdüre yumruk atmaya kalkışan Enver Yılmaz’ı örnek aldı
Birde yine Ordu Milletvekili var Metin Gündoğdu. O da sosyal medyada atmış olduğu twitin altına Hasittir diye not düşen Halit Dervişoğlu’nu Ankara’da savcılığa şikayet etmiş. Savcılıkta ifadesini aldırmış. Metin bey akıllılık etmiş Halit’e tokat atmaya kalksaydı inanın misliyle geri dönüş alırdı.
Yıllar önce Antalya Serik’te bir vatandaş başbakan Süleyman Demirel’e galiz bir şekilde küfür edince tutuklanır ve Demirel’e haber verince, Demirel hemen Hukukçu vekil Yaşar Topçu’u çağırır. Biz adamın nasıl canını yaktık ki adam bize galiz küfür etti. Hemen oraya git o adamı mahkemede tahliye ettir diye görevlendirir. Yaşar Topçu oraya gider ve mahkeme heyetine davacı olmadıklarını söyler. Adam tahliye olur. Böyle bir örneğin olduğu Türkiye’de şimdiki siyasiler neler yapıyorlar.
BİRDE CAMİ MESELESİ VAR
Bu pandemi meselesinden camilerde nasibini aldı. Türkiye genelinde zaman zaman Cuma’ya bile kapatılan camilerde insanlar öyle korkutulduk ki camiye gidemez oldular. Camiye gidiş yasağı kaldırıldı ama insanları yüreğindeki pandemi korkusu kalkmadı ve eskiden her vakitte 3 saf olan bizim mahalle camimizdeki cemaat 3 kişiye kadar düştü. (İmam müezzin ve ben)
Pandeminin camiler üzerindeki baskısı devam ederken birdenbire,Ayasofya Kilisesi binlerce insanın katılımı ile İbadete açıldı. Neyse ben insanlara Pandemiye karşı moral veriliyor şeklinde düşünürken birde baktım, Diyanet işleri başkanı elinde kılıçla Hutbeye çıktı. Bu benim gibi düşünen insanların kafasında soru işareti yarattı.Peki bu neydi?Bu uygulama Hz Ömer zamanında Fethedilen bölgenin en büyük (Cami olması önemli değil)İbadethanesi uygun hale getirilip ilk Cuma hutbesi imama elindeki kılıçla okutulurmuş.Bunun dini yükümlülüğü yoktur, bu bir ritüeldir.
Fatih Sultan Mehmet İstanbulu fethettikten üç gün sonra ilk Cuma günü İstanbul’un manevi fatihi ve Hocası Akşemsettin’e Kılıçla ilk hutbeyi kendi adına okutmuştur. İstanbul’u Fatih fethettiği için kılıçla hutbe onun hakkıydı. Diyanet işleri başkanının bu ritüeli 1500 yıl sonra böyle bir uygulamaya hakkı var mıydı.? Bu insanların kafalarında bir soru işareti olarak kaldı.Bu olay konuşulurken oraya bir baş imam tayin edildi oda orada öyle laflar etti ki onun lafları kılıçtan keskindi. Onu geçtik Ayasofya’ya bir etkinlik için gelen bir emekli vaiz hiç gereği yokken okuduğu bir Ayet üzerinden Atatürk’e ve arkadaşlarına hakaretler yağdırdı. Sonrada ben öyle söylemek istemedim ayet okudum diye savunma yaptı. Peki bunlara gerek var mıydı? Pandemi günlerinde bu yaşanan bu olaylar birilerine mesaj verdi ama ,Türk halkını çok üzdü.
Sonuç: Bu Pandemi (Kovit 19) binlerce insanın hayatına son verirken sosyal hayatta da nelere sebep olduğunu yazmaya çalıştım .Mikrobiyoloji uzmanları Kovit 19 dan sonra Kovit 26 ve Kovit 32 bulaşıcı virüsünün yayılacağını bununda Kovit 19 dan daha çok şiddetli olacağını söylüyorlar.Eğer bu tahmin doğru çıkarsa daha neler olacağını tahmin etmek pek zor olmasa gerek. Bilmem bana katılır mısınız?