POLİS GENELGESİ
Nereden başlayacağımı bilemiyorum. Bizim Hukuk Fakültesine girdiğimiz yıllarda 1. Sınıfta Hukuk Başlangıcı ve Anayasa Hukuku dersleri ile başlardık. Bu iki derste de kanunların Anayasaya, tüzük ve yönetmeliklerin kanunlara, genelgelerin de hem Anayasaya hem de kanun ve yönetmeliklere aykırı olamayacağı öğretilir. Bir nevi matruşka gibi… Dıştaki en büyük matruşkayı içteki küçük matruşkanın içine sığdıramazsınız. Anayasaya ve yasaya aykırı genelge küçük matruşkanın içine yerleştirilen büyük matruşka gibi düzeni paramparça yapar. Şimdi iktidarın yaptığı her şeyi körü körüne alkışlayan bir gurup benim bu yazımı da eleştirmek isteyebilir. Haklı çıkarmak için şartlar zorlanılarak bulunmaya çalışılan gerekçelerin arkasına sığınmaya çalışılabilir. Hiç boşuna şartları zorlamayın. Çünkü bu sadece benim görüşüm değil! İktidar partisinin hukuk danışmanlığını yapan hukuk profesörü Sayın Adem Sözüer de bir zamanlar iktidar partisinin milletvekilliğini de yapmış lan Anayasa profesörü Osman Can da aynı görüşü savunmaktadır. Genelge anayasal prosedür nedeniyle hukuka aykırıdır, hukuksuzluktur, kabul edilemez. Siyasi iktidar: Halkın vergileri ile ödenen hastane, köprü ve otoyol paralarını ticari sır diye söylememeye çalışıyor. 128 milyar doların kime verildiğini veya satıldığını aynı gerekçe ile saklamaya çalışıyor. Tam kapanma kararı alıyor, nasıl bir tam kapanma ise büyük şehirlerde trafik kilitleniyor. Alkol satış yasağı alıyor kimse anlam veremiyor. Fotoğraf çekme yasağı getiriyor ne kanuna ne de anayasaya uymuyor. Siyasi iktidarın bu kararlarına artık kendilerinden olanlar bile tahammül edemiyorlar.
Diğer taraftan; bir an için fotoğraf çekme yasağının anayasal prosedüre uygun olduğunu varsaysak bile gerekçesi de yanlıştır. Şöyle ki:
Genelgenin gerekçesi olarak görev yapan polis memurlarının özel hayatının gizliliğinin ihlal edilmesi gösterilmektedir. El insaf ki hakikaten el insaf! Görev yaparken polis memurunun resmini çekmek yasakmış. Polis memuru sanki kamu gücünü kullanarak devletin verdiği copla demokratik gösteri hakkını kullanan vatandaşı coplamıyor da, eşi ile el ele tutuşup sahile yürüyüşe çıkmış gibi değerlendiriyor. Özel hayatında resminin çekilmesi elbette yanlıştır. Kabul edilemez. Görevi başında kamu gücünü kullanan polis memurunun özel hayatından bahsetmek siyah kar yağışından bahsetmekten farsızdır. Lütfen biraz mantıklı olunuz!
BÜYÜK ACI
Gazetemizin imtiyaz sahibi ve başyazarı Ferudun Altıntaş’ın eşi Sevgili Kardeşimiz Tülin Altıntaş’ı maalesef beklenmedik bir zamanda ve erken yaşta kaybettik. Sosyal medya mesajımda da belirttiğim gibi O bizim gelinimizdi. Ama biz O’nu kızımız, kardeşimiz gibi seviyorduk. Manevi ablası olan eşim kadınsal duygusallığın da etkisi ile hala gözyaşlarını tutamıyor. Tanıdığım günden bu yana bir gün bile ‘’öf’’ dediğini duymadım. Herkesi seven, herkes tarafından sevilen örnek alınası bir insandı. Güler yüzü, pozitif elektrik saçan bakışları, misafir ağırlamak için çırpınışları hafızalardan silinmeyecektir. Eşine ve çocuklarına övünülecek anılar bırakarak gitti. Pandemi korkusu ve yasaklar nedeniyle hak ettiği uğurlamayı yapamamanın üzüntüsünü yaşayan birisi olarak hiçbir zaman unutamayacağımızı söylemek isterim. Yolun aydınlık, mekânın cennet olsun melek kardeşim. Nurlar içinde uyu sevgili Tülin!
Av. Mehmet Yıldız