PROFESÖR DEVRİM
68 kuşağının devrim yapmasına engel oldularsa da çocuklarımızın adını Devrim koymayı yasaklayamadılar.
Gerçi herkes ahdine sadık kalmadı. Bunlardan birini hatırlıyorum. Bizi bir gün oğlunun sünnet törenine davet etti. Oğlanın davetiyedeki adı değişikti. Evlerine vardık. “Sizin oğlanın adı Devrim değil miydi?” diye sordum.
“Adından ötürü hor görürler, öğretmenleri sınıf geçirmez diye değiştirdim” demez mi? Öğretmenlikten dersaneciliğe geçmiş, çok para kazanmıştı. Oğlunun adını değiştirerek daha da çok kazanacaktı. Kazandı da. Dersanesinin şubelerini açtı, birçok ders kitapları yayımladı.
Yeğenlerimden birini adı Devrim, diğerininki Deniz’dir. Merak edip hem kendilerine, hem annelerine sordum. “Adınızdan ötürü okulda bir kötü davranış gördünüz mü?”
Görmemişlerdi. Aksine bu adlar toplumda, hele öğretmenler arasında sempatiyle karşılanıyordu.
BABASININ VE ANASININ OĞLU
Doç. Dr. Gürsen Topses’le öğretmen Fatma Jale Topses çifti de 1977’de doğan çocuklarına Devrim adı verdiler. Kızlarının adı ise Deniz’dir. Gürsen Hoca, Öğretmen Dünyası’nın bir dönem yazı kurulunda da bulundu. Devrim de üniversitede okurken Öğretmen Dünyası’nda bizimle birlikte sorumluluk aldı. Onun için “Babasının oğlu” demek eksik kalır. O aynı zamanda “Anasının da oğlu”dur.
1999’da lisansını, 2002’de Yüksek lisansını bitirdi. 2008’de doktorasını tamamladı. 2015’te doçent oldu.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesinde çalışıyor. Ara sıra telefonla aradığı veya Ankara’ya geldiğinde “Profesörlük ne zaman?” diye sıkıştırırdım.
M. Devrim Topses’in, 10 Şubat 2021’de profesörlük unvanı onaylanmış. Artık boynuzun kulağı geçtiğini kabul edebiliriz.
BİZİM KUŞAĞIN MÜRÜVVETİ
Gürses Topses, geçen yıl pandeminin ilk aylarında aramızdan ayrıldı. Oğlunun profesörlüğünü göremedi. Devrimin profesörlüğüne annesi kadar sevindim desem yeridir. Çünkü bu profesörlük bizim kuşağın mürüvvetidir.
Kuşkusuz bir akademik kariyere hak kazanmak kadar, onu hangi sınıfın hizmetinde kullanacağın da önemli. Devrim, bu sıfatını ve bilgisini emekçi halk için, yönetilen ve kenara itilmiş milyonlar için kullanacağını yaptığı çalışmalarla da gösterdi. Babası “Gürsen Topses’e Armağan” adlı kitabından başka sosyolojinin çeşitli alanlarında yayımlanmış yedi kitabı var: “Kurtuluş Savaşı Sosyolojisi”, “Uygarlığın Sosyolojisi ve Türk Modernleşmesi”, “Aydınlanmanın Sosyolojisi”, “Eğitim Sosyolojisi”, “Kurumlar Sosyolojisi”, “Niyazi Berkes’in Sosyoloji Anlayışı”, “Çanakkale’nin Bazı Köylerinde Toplumsal Yapı Araştırmaları” ve babasıyla ikisinin imzasını taşıyan “Toplumsal Olayların Bilimi Toplumbilimine Giriş.”
Devrim, şimdi artık en verimli çağındadır. Önünde oluşturduğu kimliğini ve özgün üslubunu daha da pekiştireceği, kendi gibi öğrenciler yetiştireceği, kitaplarına atıflar yapılacağı uzun bir dönem var.
Bazı akademisyenler şirketlerle işbirliği halinde çalışır ve onlara hizmet ederler. Devrimin kararı ise halk için çalışmak. Tarih gibi sosyoloji de buna en elverişli alanlardan biri. Adı üstünde: Toplumbilim.
Savaş sanatı olan askerliğin ustaları generaller ise bilimin en tepedeki ustaları da profesörlerdir. Karargâh subayları olduğu gibi rütbesini savaş alanlarında almış generaller de vardır. Profesörler arasında da tuzu kuru olanlarla dişiyle tırnağıyla bu unvanı kazanmış olanlar vardır. Devrim, bu unvanı adının da işaret ettiği gibi devrim ortamlarında yetişerek kazanmıştır.
Bu toplumun hak ve adalet ölçülerinde yükselmesi için herkesin yapabileceği şeyler vardır. Devrim buna Türk toplumunun sosyolojik yapısını doğru okuyarak ve doğru okutarak, bilimsel yöntemleri kullanarak katkı yapacak.
Yolun açık olsun Profesör Devrim…