EMEKÇİ KADINLAR
Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta içinde (8.Mart. Pazartesi ) dünya emekçi kadınlar günü idi. Şimdi burada yüz yıl geriye gidip tarihçesinden, doğuş nedenlerinden bahsetmeyeceğim. Hatta ‘’emekçi’’ kelimesi üzerinde de durmak istemiyorum. Çünkü benim gözümde kadının emekçi olmayanı zaten yoktur. Özellikle kırsal kesim ile eğitim ve kültür seviyesinin daha düşük olduğu yerlerde özel bir uğraşı konusu olmayan kadınlar için yani ev kadınları için sanki boş, iş yapmayan gibi düşünülür. Ne zam ki iş yapmayan gibi düşündükleri kadın hasta olduğunda veya bir vesile ile evden uzaklaştığında iki günde kıymeti anlaşılır. Kadın her şeyden öteye annedir. Tüm ailenin beslenmesi, sağlığı, giyimi kuşamı, geleceği sanki yalnızca evdeki kadının problemi imiş gibidir. İster köyde olsun ister kentte ailenin tüm problemleri Onların problemidir. Bu sorumluluk bile kadınların emekçiliğinin bir sonucudur. Ulu Önder Atatürk yıllar önce bu durumu bildiği için kadınlar hakkında layık oldukları övgülerle Onları anmıştır.
Gelelim bu güne:
AKP gurup başkan vekili bir konuşmasında kadının adının kendi iktidarları zamanında duyulduğundan bahsetmiştir. Doğrudur! Her gün mutlaka eşi veya eski eşi tarafından öldürülen kadınlardan bahsedilmektedir. Yılda bir kez emekçi kadınlar günü dahi hak ettikleri verilmediği için kadının adı duyulmaktadır. Kadınlar Anayasal yürüyüş haklarını kullanmaya kalkışmışlar, hiçbir taşkınlık yapmamalarına karşın İstiklâl Caddesine çıkan bütün sokaklar kapatılarak kadınların yılda bir kez yapmayı istedikleri bu eylem dahi engellenmeye çalışılarak kadının adı yine bu iktidar sayesinde duyurulmuştur.
Geçen hafta lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini, hukuk reformu yapmaktan önce kafa yapısının değişmesi gerektiğini yazmıştım. Tam da bu konuda adeta beni doğrularcasına kadınlarımızın Anayasal yürüyüş hakları verilmeyerek değil reform yapmak var olan yasaların uygulanmadığı ispatlanmaktadır. Hukuk reformu ile basına özgürlükten bahsedilirken, özgürce yazmak ve konuşmak isteyen basın mensuplarına 20-25 kişinin bir olup uyguladığı şiddete ne demelidir. Demek ki lafla peynir gemisi yürümüyormuş!