YILDÖNÜMÜ
Güneş Gazetesi’nin 51. Yılını devirdiği bu ayda daha nice yıllar diliyorum son 15 yıldır köşesinde sizlerle buluştuğum gazetemize… Öyle kolay değil, yerel bir gazetenin 51 yılı aynı güzellikle ve çizgisini bozmadan, yalpalamadan, her fikre açık, her yüreğe dokunarak geçirmesi…
Üstelik bunu basın özgürlüğünün artık adının kaldığı bir ortamda gerçekleştirmesi…Demokrasinin sözde işlediği bir düzende söz söylemesi…
Doğruları, yanlışları, geçmişi, geleceği, günümüzü sözlerden yazıya döküp, bir döneme şahitlik etmesi.
Yarım yüzyıldır neler yaşadı bu ülke, ne badireler atlattı, ne zorlukların içinden ne güzellikler yarattı… İnançlı, gururlu, azimli, değerlerine bağlı genç bir Cumhuriyet’ten, değerlerinden kopuk, varlığını inkar eden, insana değeri unutan, devleti yönetenlerin halktan uzak, kendi alemine daldığı, insanca yaşamanın onurunun zedelendiği bir günceye dönüştü…
Bugün gördüğüm bir istatistikte son 13 yıldır tarım alanlarının yüzde 7 azaldığı ve geriye çok az tarım alanı kaldığı yazıyordu. Tarım ihracatı yapan, tarım ülkesi Türkiye, şimdi tarım ürünlerini ithal eden, vatandaşına Ayçiçek yağını bile altın fiyatına satan bir ülkeye döndü. Sanayi dışa bağımlı derken, bir de tarım ürünlerini de dışarıdan alan ülke konumuna gelmekle, kendi ayaklarının üzerinde duran bir ekonomi olmak, hayale dönüştü.
Tarım alanları azalırken, yeşil alanların da tamamen başka ülkelerin şirketlerine maden çıkarma amacıyla satılması ve kalan toprakların da siyanürle, ağır metallerle zehirlenmesi ile bırakın tarımı, yaşadığın doğada nefes alıp, temiz su içmek bile hayal oldu… Orman ne güzel ne güzel diye şarkı söyleyen bir nesilden, ormanları kessen ne güzel diyen bir nesle dönüştük… Ağacı para gören bir anlayışa esir edilen çocuklar olarak devam ediyoruz yola…
Doğa artık bu yükü kaldıramadığını son 1 yıldır ne kadar hatırlatsa da vazgeçmiyor insanoğlu bu kıyımdan, bu ateş topundan… Bir türlü özüne dönemiyor, daha fazla daha fazla derken, elinde avucunda ne varsa tükettiğinin, bir nefese hasret kaldığının farkına varamıyor. Varanlara da alaycı bakışlarla, sanki başka dünyadan gelmiş canlılar gözüyle bakıp, zararlı bir böcek gibi ezmeye çalışıyor…
Yine nereden nereye geldik, iki güzel kelam edecekken, gerçeklerin ağırlığı sardı dört yanımı, yazmadan edemedim…İşte bu yüzden her hafta sizlerle iki kelam etmenin güzelliği vardır bu gazetede, paylaşmanın, sözünü saklamadan açık etmenin, kalemini dimdik tutup, kelamını eğip bükmeden yazıya dökmenin….