ERCAN GÜNDÜZÜN KÖPEĞİ
Ercan’ı bilirsiniz yüreği insan sevgisi, doğa sevgisi, hayvan sevgisi, ile doludur. Onun bir köpeği var. Simsiyah bir Doberman. Tam 12 yıldır Ercan’la kanka olmuş. Köpeğin adı Gürcüce ŞAVİ. Türkçesi Kara veya Arap denilebilir. Bu isimi köpeğe Ercan’ın yanında çalışan Gürcü işçi vermiş. Köpeğe Şavi diye seslen, köpek hemen anlıyor. Yani köpek neredeyse Gürcüceyi söküttü ama bizim Ercan 60 yaşını geçti, hala Gürcüce düzgün bir cümle kuramaz.
Neyse Ercan’la köpek arasında birlikte geçirdiği yıllar arasında duygusal bir bağ oluşmuş. Köpek dişi. Genç olsa Ercan’a aşık diyeceğim ama köpek yaşlı. İnsanlar yılda bir yaş alırken köpekler 7 yaş alırlar. 12 yıldır Ercan’la beraber yaşayan Şavi, tıbben şu anda 84 yaşında. Şavi’nin Ercan’a aşık olma yaşı geçmiş. Artık Ercan’a karşı annelik duyguları tavan yapmış vaziyette. Bunu nereden anladın? derseniz.
Ercan sabah sanayideki dükkanına gelirken Şavi’ye et kemik getirir. Şavi ete kemiğe bakmaz, Ercan’ın karşısına geçer, dakikalarca Ercan’ın gözlerinin içine bakar. Hatta bu duygusal bakışı boya almaya gelen bir müşteri bozarsa hemen hırlamaya başlar. Ercan köye giderken Ercan’dan önce arabanın içine atlar Ercan’la köye bahçeye gider. Ercan işiyle meşgulken eskiden akşama kadar bahçede koştururken şimdi bir annelik duygusuyla Ercan’a bahçede domuz falan saldırır korkusuyla yanından bir dakika bile ayrılmıyor.
Hiç abartmıyorum sanayideki bütün esnaf bilir. Ercan sanayi içinde bir yere giderken arabasını kullanmaz, bisikletiyle gider. Dikkat edin köpeği ŞAVİ onu arkadan takip eder. Şavi muhtemelen bisikletten düşerse annelik duygusuyla yardım ederim diye onu takip ediyor. Hayvan yaşlı ciğerleri bitmiş soluğan olmuş nefes nefese Ercan’ın peşinden koşturuyor. Diyorum ya nede olsa annelik duygusu.
Bir gün köydeyiz caminin yanında imece usulü çalışıyoruz. Ercan’ın yanına Makaro Tahsin’in köpeği kuyruğunu sallayarak geldi. Şavi Ercan’ın arabasının içinde kıskançlık duygusuyla bir fırladı. Tahsin’in köpeği ile bir dalaştılar. Ayır ayırabilirsen. Hepimiz bir yere kaçıştık. Köpekleri ayırma işi Ercan’a kaldı mı. Garibim Ercan köpekleri ayırırken bacakları Poposu köpek dişlerinden kan revan içerisinde kaldı arabaya atladı Fatsa’ya Hastaneye kuduz iğnesi vurulmaya gitti.
Buna inanmazsınız ama gerçek. Köpek köydeyken Ercan sanayiden köye geliyorum diye telefon açıyor. Eşi şule Telefonu Şavi’ye dinletiyor. Ercan köye gelince, anayoldan evin sapağına geldiğinde Şavi’yi kendisini sapakta beklerken buluyor.
Ertesi gün Ercan çarşıya gelirken Şavi’yi arabaya almazsa, Şavi Ercan’ın peşinden havlaya havlaya taaaa cami sapağına kadar koştura koştura geliyor. Oradan ileriye gelemiyor. Çünkü Makaro Tahsin’in köpeğinin bölgesine girebilir. Orada durup Ercan’ın arkasından uluya uluya havlıyor. Artık beni neden bıraktın diye sövüyor mu? bedduamı ediyor? anlaşılamıyor. Eğer bu yazdıklarımda en ufak bir abartı varsa Ercan’a sorabilirsiniz.
Birde bizim Işıtan ustanın da erkek kedisi var. Ustayla dükkanın önünde oturuyoruz. Kedinin adı Tekir mi, Bekir mi? Bilmiyorum. Karşıdan kuyruğunu dikmiş geliyor. Ustayla göz göze geldiler. Ustaya Mırnav Mırnav filan dedi. Usta içerideki Tufana seslendi. Tekir’in yemi suyu hazır mı? dedi. Hazırmış. Tekir yemini yedi, suyunu içti ustanın ayağının dibine kıvrıldı. Ne yapıyor usta? Dedim. Usta “Sanayide ne kadar dişi kedi varsa hepsinin halini hatırını sorup geldi şimdi dinleniyor.” Deyince, ben ama Mart ayı değil dedim. Usta bana bizim Tekir için Mart, Nisan fark etmez deyince, bende içimden’’’ Ulan Ercan senin köpeğine bak birde Işıtan ustanın erkek kedisine bak. Millette ne kediler var dedim.’’