GERİLİM
Geçenlerde bir yazı okudum. Tamamen duygularımı dile getiren bir yazı idi. ABD Başkanı, Fransa eski cumhurbaşkanı, İtalya eski başbakanı tam kendilerine yakışır benzetmelerle tarif ediliyordu. Ulusal basında okuduğum benzetme kelimelerini ben yerel basının sayfalarına yazmaya utanıyorum. Ancak benzetmede kullanılan kelimelerin doğru olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu magandalara Kuzey Kore Devlet başkanı, Türkmenistan Devlet Başkanı gibi bazı şahsiyetlerin eklenmesinin unutulduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Dünyayı siyasi gerilimle idare etmeye çalışıyorlar. Eskiden kibar bir davranışta bulunana ‘’Ne o Fransız asilzadesi gibi davranıyorsun.’’ Denirdi. Yani Fransızlar kibarlığı ile ün yapmışlardı. B u gün artık bu tanımlar tarihin tozlu raflarında kaldı. Hep gerilim, hep gerilim… Son ABD senato binasının baskına uğramasının temelinde de bu gerilim siyaseti yatmaktadır. Maganda başkan baskın öncesi okumayan, yazmayan, basını ve güncel siyaseti takip etmeyen magandalar sürüsü bir kesimi doldurmuş, tahrik etmiş, germişde germiş saldırıya zorlamıştır.
Dünya gerilim siyaseti ile yönetilirken ülkemiz de bundan nasibini almıştır. Muhalefet partilerinin genel başkanları ülkenin yararına bir şey söylese gerilim siyasetinin hakimiyeti nedeniyle iktidar yanlıları, iktidar partisi halkın yararına bir şey söylediğinde de muhalefet yandaşları hemen itirazda bulunup kabul etmediğini söylemektedir. Bu çok yanlış bir yaklaşımdır. Bu ülke genelinden yerel yönetimlere de sirayet etmiştir. Özellikle son yerel seçimlerde başta İstanbul olmak üzere, Ankara, Adana, Mersin ve Antalya gibi büyükşehirlerin ktidar partilerinden muhalefet partisine geçmesinden sonra Cumhurbaşkanının topal ördek söylemini haklı çıkarmak uğruna daha da fazla yapılmaya çalışılmaktadır. En basit örneği son İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında ekmek büfelerinin sayısının artırılması önerisine muhalefet meclis üyelerinin hayır deme örneğinde görülmüştür. Halk iki liralık ekmeği bir liraya alabilmek için pandemi döneminde dakikalarca kuyruklarda beklemektedir. Genellikle bu beklemeyi göze alanlar dar gelirli 60-65 yaş üstü emekli kesimidir. Mecliste çoğunluğu elde bulunduran iktidar yandaşı cumhur ittifakı meclis üyelerinin hayır deme gerekçeleri de son derece basit adeta gerilim siyasetinin ürünü gereksiz bir gerekçedir. Gerçek amaç Büyükşehir Belediye Başkanını başarısız kılmaktır.
Bu son derece yanlış harekete mutlaka son vermek gerekmektedir. Bunu yapacak olan da Anayasamıza göre tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı’dır. Ne yazık ki Anayasaya göre tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı yine Anayasaya göre bir partinin genel başkanı olabilmektedir. İşte böyle bir sistemde de böyle sonuçlar olabilmektedir. İşte bu sistem bu nedenle de ülkemizin bünyesine uymamaktadır. Gerilim siyaseti bugün için sadece ABD de insanların ölümüne neden olmuştur. Yarın ne olacağı belli değildir. Ama unutulmamalıdır ki gerilim siyaseti yaratmak hiç de doğru bir şey değildir. Herkes aklını başına almalıdır.