BIKTIM ARTIK…
Fatsa’nın sorunlarını açık açık konuşmaktan yana oldum hep…
Madense maden…
Trafikse trafik…
Çevre yoluysa çevre yolu…
Kent konseyiyse kent konseyi…
Yatırımsa yatırım… vs.
Zira şu bir gerçek ki; sorunlarını konuşamayan kapalı toplumlarda sadece havanda su dövülür.
Kapalı toplumların başlıca özelliğidir konuşamamak…
Konuşulanı hazmedememek…
Aslında bu bir prangadır.
Hem de hiç kimseye faydası olmayan bir pranga…
İtiraf edelim ki; pranga değilse de ona yakın halleri çok yaşadık biz…
Ama yetmez mi?
Artık bundan kurtulmak hakkımız değil mi?
Öyleyse şu iletişim kanallarını iyice açalım artık…
Pandemi sürecinde de olsak, birbirimize hoş görü ve umut aşılayalım artık…
Ne kaybederiz ki?
İstersek başarabiliriz.
Kafaya koyarsak uygulayabiliriz.
Sıcak bir çayın etrafında birbirimizi anlamaya gayret ederek başlayabilir her şey…
Ve her şey, bir insan sıcaklığına ve anlayışına bakar.
İşte bu anlayışın oluşturacağı sıcak iklimden yola çıkarak…
Eleştirebilir, takdir edebilir, düşüncelerimizi tüm açıklığıyla paylaşabiliriz.
Değil mi ki; söz konusu olan Fatsa’dır?
Öyleyse gerisinin teferruat olması bir abartı mıdır?
Bence değildir.
Belediye Başkanımız İbrahim Etem Kibar’a ve arkadaşlarına biraz umut bağlasak ne kaybederiz?
Kaldı ki; onları seçen biz olduğumuza göre, umut bağlamak heralde hakkımızdır.
Farkında mısınız?
Bu güne kadar halı sahalarda futbol oynayan, tiyatro sahnesinde oyunculuk yapan bir belediye başkanını şimdiye kadar hiç görmedik biz...
Bazı sesleri duyar gibiyim: “N’olmuş yani görmediysek?”
Olan şu…
Tüm bunları yapan bir insanın, önemli ölçüde hassasiyeti ve geniş ölçüde ufku vardır.
Mümkün olduğunca açıktır ve şeffaftır.
Ve samimidir.
Zaten bize lazım olan da budur.
Samimi olmayan takıntılı kişiliklerden ne fayda görebilir ki bu memleket?
Öbür taraftan; yanlışını ya da hatasını gördüğümüzde kıyasıya eleştirelim.
Bunu yaparken de gücenmece, darılmaca olmasın.
Zaten açık ve hoş görülü bir kişilikten bu tür tepkiler bekleyemezsiniz.
Yeter ki; hakaret ve aşağılamadan uzak durulsun.
Ama yapılan güzel işlerde de yanında olmayı bilelim.
Çünkü yapılan, Fatsa’ya yapılacaktır.
Var mıyız böyle bir mutabakata?
Sizi bilmem ama ben varım.
Açık söyleyeyim: Özellikle ülke siyasetinin geldiği gergin ve gerilimli süreçten iyice sıkıldım. Ve hatta bıktım.
Benim gibi bu işten sıkılan ve bıkan milyonlar olduğunu biliyorum.
Artık biraz da insana bakalım, insana odaklanalım.
Bırakalım siyasi fanatizmi…
İnanın; birbirimizi anlamaya başladığımızda çözülecek birçok şey…
Çözülmeyecekse de, inanmadığımız için çözülmeyecek…
Bu kadar basit…
HOŞÇA KALIN