TÜNELİN UCUNDAKİ IŞIK
Geçen yıl Mart ayında tanışmıştık. Önce inkâr edildi. Sonra tespit edilen ülkelere yapılacak yardımlar açıklanınca bizde de görülmeye başlandığı Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca tarafından dile getirilmeye başlamıştı. Daha ilk günden itibaren hep umutlu bir bekleyiş içindeydim. Telefonu açıp da ‘’Ne olacak halimiz?’’ diye soran dostlara: ‘’Bir sabah kalktığımızda çaresinin bulunduğunu, bunun bir aşı ya da tedavi edici bir ilaç olabileceğini söylüyordum.’’ Tam (9) ay oldu. Yanıldığım kesinleşti. Beklediğim güneş bir türlü doğmadı. Sadece dostlarıma pozitif düşünce aşılamış oldum. Söylemlerime inanıp, bir sabah kalktıklarında çarenin bulunmuş olduğunu duyacaklarına inananlar olmuştu. Çünkü arayıp henüz bir çözüm gelmedi diye serzenişte bulunanlar vardı. Beklenti içine girmişlerdi. Zaman su gibi akıp geçti ve bu günlere geldik.
Bugünlere gelirken de çok badireler atlatılmıştı. Özellikle ülkemizin sağlık çalışmalarının başarısı çok tartışıldı. Açıklanan rakamlara inanmayanlar ülkesini sevmeyen vatan haini olarak ilan ediliyordu. Çok başarılı olduğumuz iddia ediliyordu. İddia ediliyordu ama yurt dışında uçuşların kapatıldığı ülkeler listesinin başında yer alıyorduk. Uçuşlar açıldığında ise ülkemizden gidenlere mutlaka karantina tedbirleri uygulanıyordu. Sadece ülkemizde yandaş basın ve iktidar sempatizanları İsveç’ten göstermelik getirilen bir yandaşı örnek gösterip başarımızın yurt dışına taştığı yolunda tafra atıyorlardı. O dönemde biz de yurt dışından bir vatandaşımızın getirilmesinin küçümsenmemesi gerektiğini yazmıştık. Hala da aynı kanıyı taşıyorum. Ancak bunun reklâm amaçlı yapılmasını doğru bulmuyorum. Gün oldu. Devran döndü. Sağlık başarısı ile övünüp, açıklanan rakamlara inanmayanları vatan haini ilan edenler ayaklarının ucuna bakmak zorunda kadılar. Çünkü Sayın Sağlık Bakanı da geri adım atmak zorunda kaldı. Gerçek rakamları gizlemenin ulusal çıkarlara bir faydasının olmadığını geç de olsa anlamıştı. Aynen ergenekonda, balyozda, sarı kız operasyonunda, methiyeler yağdırdıkları Fetullah Gülen’de, PKK ile yapmaya çalıştıkları barış planlarında yanıldıkları gibi bir kez daha yanılmışlardı. Sağlıkta başarı rakamları çarpıtmakla olmuyordu.
Sonunda bu günlere gelindi. Tünelin ucundaki ışık göründü. Her ne kadar bir sabah kalktığımızda sürpriz bir çare bulunamamışsa da dünyanın çeşitli ülkelerinde yüzde yüz garantili olmasa da aşı bulunmuştu. Çok sevindirici bir gelişme olarak kabul ediyorum. Bizin sağlık çalışmalarında başarısı ile övünen Sağlık Bakanlığımız da şu an için elli milyon doz aşı siparişi verdiğini, ülkede aşılanmamış kimse kalmayacağının müjdesini verdi. Ancak ne hikmetse halkımıza yaptığı oyuncakların çocukların sağlığına zararlı olduğu dünyaca kabul edilen, yaptıkları her imalata güvensizlik taşınan, çakma imalatçısı Çin aşısı layık görüldü. ABD., Alman ya da İngiltere’de imal edilen aşılar ise ilerde belki alınacak. Sağlıkta çok başarılıyız ya!