BURASI ÇOK ÖNEMLİ!
Ekonomide ilkokul mezunlarının bile bilebileceği uluslararası bir kural vardır. Buna göre bir ülkede herhangi bir konuda siyasi kriz oluşursa, o ülkede uluslararası değere sahip paraların değeri artar, yerel paranın değeri düşer. Yine uluslararası bir kurala göre de herhangi bir ülkede bir bakanın istifa etmesi o ülkede bir siyasi krizin olduğu anlamına gelir. Şimdi bu ön açıklamalardan sonra gelelim ülkemize:
Geçtiğimiz Pazar akşamı ülkemizde Maliye ve Hazine Bakanımız istifa etmiştir. Her ne kadar konu ile ilgili birkaç kanalın dışında haberleştirme olmamışsa da henüz kapatılmadığı için sosyal medyadan herkesçe öğrenilmiştir. Ekonominin anayasasına göre pazartesi dolar ve avronun değerinin artması, pik yaparak millî paramız Türk Lirasının değer kaybetmesi beklenmektedir. Fakat heyhat ülkemiz bir tezatlar ülkesidir. Liramız değer kazanmış, dolar ve avro tepe takla düşmüştür. Uluslararası ekonomi kuralı tuş olmuştur. Lira için sevindirici bir sonuçtur. Ancak bu ani ve aşırı düşüş çok kısa sürmüş, öğleden sonra yavaş yavaş döviz tekrardan yükselmeye başlamıştır. Bu arada bizim ülkemizde halkın enflasyonu hissedilircesine yükselirken TÜİK in enflasyonu pek fazla yükselmemekte, ülkemiz ucuzluk cenneti gibi gösterilmektedir. Bu da ayrı bir tezatlık kuralı oluşturmaktadır.
Şimdi bu satırlarda yazacağıma inanmayacaksınız. Çünkü burası çok önemlidir. Sayın bakan istifa etmiştir. Uzun süre yalanlanmamış ve de doğrulanmamıştır. İstifadan yaklaşık 27 saat sonra doğrulanmış ve yerine yenisi atanmıştır. Burada bazı münafık yazarlar gibi ekonomiyi berbat etti, hazineyi boşaltıp, gelecekle ilgili dua ve temennilerle kaçtı şeklinde yorum yapmayacağım. Ülkeyi yöneten tek adamdan izinsiz en zaruri ihtiyaçlarını gidermeye bile gidemeyenlerin arasında ’’Ben artık bu hükümette çalışmak istemiyorum.’’ demek bana göre bir cesaret gösterisidir. Üstelik bir de her konuda bilgisi olan, her konuda karar veren birinin en yakını, sırdaşı olan birisi ise iki katı cesaret gösterisidir. Bu anlam da Sayın Bakanı kutluyorum.
Bu haftaki yazım aslında başka bir konuda olacaktı. Bakanın istifası sonradan gelerek öne geçti. Ama bir satır bile olsa değinmeden geçemeyeceğim. Sayın Bakanı nasıl kutluyorsam CHP yöneticilerini de eleştirmek istiyorum. Neden mi? Hafta içinde meclisteki bir torba yasa ile ilgili ana muhalefet olarak eleştirel bir kitap veya kitapçık bastırdılar. Muhalefetin görevi yanlışları eleştirmektir. Demokrasilerde bu vazgeçilmez bir kuraldır. İktidar yanlışlarını muhalefetin eleştirileri ile görür. Bu yanlışların gösterildiği kitap mahkeme kararı ile toplatılmıştır. Kitapta suç unsuru küfür, birilerine hakaret gibi toplatmayı gerektirecek bir şey de yoktur. Bunun adı muhalefetin susturulmasıdır. Bu kabul edilemez bir şeydir. Böyle bir mahkeme kararına gösterilen muhalefet tepkisi yetersiz kalmıştır. Ana muhalefetin böyle bir yasak kararını bu denli sessiz sedasız geçirmesi kabul edilebilir değildir. İşte bu nedenle bakanı nasıl kutluyorsam, muhalefeti de bu konuda yetersiz bulduğumu yazmadan geçemedim.