BAŞKAN KİBAR NE DEMEK İSTEDİ?
O kadar çetrefilli bir konu ki…
Hangi boyutunu tartışmaya açsanız saatler sürebiliyor.
Fatsa’da altın arama ve ayrıştırma başladığından bu yana tepkilerin ardı arkası kesilmedi.
Özellikle Cumhuriyet Meydanı’nda kitap okuma eylemiyle daha da hız kazandı.
Bu olayın tüm Türkiye’de gündeme gelmesi ayrıca dikkat çekici oldu.
Bazı Ordu milletvekillerimiz sayesinde bu konu TBMM’de bile yerini aldı.
Bu anlamda tepkiler ve protestolar hız kesmese de, ilgili firma 2. ÇED raporu için harekete geçti.
Bunun için yaklaşık 2700 sayfalık rapor hazırladı.
Basından bazı arkadaşlarımız ve aktivistler, bu günlerde harıl harıl bu raporu okuyor.
Belli ki; olayın hukuki sürecinde bu bilgilere şiddetle ihtiyaç duyulacak…
Fatsa’da düşünceler ve insanlar ikiye bölünmüş durumda…
Konuya siyasi bakanları mı ararsın?
Olmayan bilgisiyle fikir satanları mı ararsın?
Bilgi kirliliğine kurban gidenleri mi ararsın?
Bu hamur o kadar su kaldırıyor ki; ne vakit doygunluğa ulaşacağı hiç belli değil…
Ben ve benim gibi düşünenler, uzun bir süredir bir yetkilinin çıkıp ses vermesini bekledik.
Öyle ya…
Yıllardır Bahçeler Köyü’ndeki altın arama çalışmalarıyla ilgili tepkiler ve tartışmalar ara vermeden devam ediyor.
Bu süre içinde yetkililerden bir Allah’ın kulu da çıkıp, az ya da çok bir açıklama yapmadı.
Yaklaşık 7 yıldır neden sustular?
Konuşmamak bir cevap mıydı?
Ya da işin içinde bilemediğimiz bir sıkıntı mı vardı?
Ve Belediye Başkanımız İbrahim Etem Kibar, çıktığı televizyon programında konuya ilişkin konuştu.
Belediye olarak hiçbir yetkileri olmamasına rağmen, konuyu takip ettiklerini söyledi.
Buna rağmen deyim yerindeyse “ağzının içine baktık.”
Acaba şehrin emini ne diyecekti?
Önemli cümle; konuyu taraflar, STK’lar ve ilgili kuruluşlarla tartışacaklarını söylediği cümleydi.
İlave etti: “Eğer Fatsa için bir tehlike söz konusuysa, mücadele için hep birlikte hareket ederiz.”
Sayın başkan ayrıca; “süreci kaşıyan çok özel ekipler” den söz etti.
İşte kritik cümle de buydu.
İnsan sormadan edemiyor.
“Süreci kaşıyan çok özel ekipler” sözüyle kastedilen nedir?
Kimler ya da hangi çevreler?
İçerden mi, dışardan mı?
Bu sorular şimdilik havada asılı duruyor.
Bu açıklamaların, Fatsa kamuoyunu tatmin edip etmediğini kestirmek bir hayli zor…
En azından şimdilik…
Ama ben, her şeye rağmen Sayın Kibar’ın bu açıklamasını değerli buluyorum.
Denebilir ki; “Kamuoyu baskısı olmasaydı, belki de hiç konuşmayacaktı.”
Doğru da olabilir.
Fakat demokrasi dediğimiz, böyle bir şey değil mi zaten?
Fatsa halkı, hiçbir yasa dışı zeminlere taşmadan, demokratik yollarla derdini-meramını anlatmıştır.
Anlatmaya devam edecektir.
Öte yandan tüm Türkiye’ye sesini duyurmayı başarmıştır.
Bu anlamda Fatsa halkının tavrı da, başkanın açıklaması da son derece kıymetlidir.
Eğer geri değil, ileri bakacaksak, sözünü ettiği toplantı büyük önem arz etmektedir.
Tam bu noktada dilerim ki; söz konusu toplantı, bir kereye mahsus olmasın. Çünkü böylesi kalabalık toplantılarda, söz süresi kısıtlı olduğundan net bir sonuç alınamayacağını biliyorum.
Hemen belirteyim: Konuya ilişkin Ordu Valisinin, Büyükşehir Belediye Başkanının ve Fatsa Kaymakamının da açıklama yapmalarını, mümkünse halkı bilgilendirmelerini çok isterim.
Bunun en doğal hakkımız olduğunu düşünüyorum.
HOŞÇA KALIN