BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM
Bugün benim doğum günüm. Bugün daha şiirsel bir yazıyla selamlamak istedim sizleri. Daha yaşama ve insana dair. Duyguların derinliğine inen ve insani yönlerimizi vurgulayan bir yazı yazmak istedim.
Fakat içimden gelen kelimelerin ne olduğunu şu an bilemiyorum. Sadece artık eskisi kadar duygu yüklü yazılar yazabildiğimi sanmıyorum. İnsan zaman geçtikçe daha mı realist oluyor, daha mı görünen dünyanın sorunlarıyla uğraşıyor bilinmez.
Sanki dünya yine değişecek ve değiştirilecek bir yer de, hangi yöntemlerle değişeceğini tam kestiremiyorsunuz. Çocukken dünya öylesine küçük ve siz dünyayı öylesine kucaklıyabiliyorsunuz ki, her şeyi dilediğim gibi değiştiririm sanıyorsunuz. Tüm olumsuzlukları, tüm sorunları, var gücümle çözüme ulaştırırım diye düşünüyorsunuz. Sınırlar kendi ülkenizde bitmiyor, diğer ülkelerin sınırlarını zorluyorsunuz. Yaşamın herkese adil ve aynı güzellikte olması için çalışacağınıza söz veriyor sunuz.
Zaman geçip de büyüdüğünüzde, hayatın görünenden başka yüzleri olduğunu anlamaya başlıyorsunuz. İnsanların söyledikleri ile yaptıklarının farklı olduğunu, bazen gülen bir yüzün ardında, demirden bir yumruk olduğunu, bazen de çatık bir kaşın altında, gizliden bir şefkatin saklı olduğunu görüyorsunuz. Kelimelerin her zaman aynı anlama gelmediğini, söylenilenlerin yere ve zamana göre değişebildiğini fark ediyorsunuz. İnsanların da sınırları olduğunu ve büyük çabalarla çok şey başarılabilse de, bazen başka insanların koyduğu kuralların ve düzenlerin sizi engelleyebileceğini anlıyorsunuz.
Tüm bunlara rağmen hiç bitmeyen idealleriniz, umutlarınız ve yaşam sevinciniz varsa, bir şeyleri değiştirme isteğini hiç yitirmiyorsunuz. Düşünüyorum da, on iki yaşımda istediklerim, her ne kadar çocukça olsa da, ideallerimin çok da farklı olmadığını hissettim. O yaşta da bugün yapmak istediğim mesleği yapmak istiyordum. İnsanlara aynı duygularla yaklaşıp, bir şeylerin değişeceğine inanmak istiyordum. Halen inanıyorum, halen umut ediyorum ve her insanın kendi hayatıyla başlayan değişim serüveninin, yaşadığı mekanları değiştireceğine inanıyorum. Fakat artık birilerinin bu değişimi istemediğini, bunu özelikle engellediğini, dünyanın kendi içinde ileri geri giden bir dengesi olduğunu ve bunun da dengesizlikten beslendiğini maalesef biliyorum.
Oysa yaşamın herkes için daha güzel ve daha adaletli olması ve yaşadığımız mekanlara daha dostça duyguların hakim olması için çabalamayı, yine aynı şekilde istiyorum. Yazmayı hep seviyorum, bugün sizlerle bu köşeden duygularımı paylaşıyorum. Ne büyük bir mutluluk ki, hisseden, hayata dokunan bir insan olmayı öğrendiğim için. Yazmaktan, okumaktan, evrensel tüm değerlerden haberdar olduğum için. Dünyayı yine çocukluğumdaki gibi dünya insanı gibi görebildiğim, tüm insanlar arasında din, dil, ırk asla ayrım gözetmediğim için.
Hayatı anlayarak ve görerek yaşamak, galiba en güzel hediyelerden biri. Anlamak bazen acılara, gözyaşlarına ve tüm diğer insanlar için sonsuz endişelenmeye yol açsa da, mutlulukları ve güzellikleri de aynı coşkuyla yaşattığı için galiba en güzeli. Buradan anneme, babama ve tüm aileme çok teşekkür ederim. Bize önce insan olmanın erdemini anlatan ve tüm yaşam felsefesini doğruluk, dürüstlük, insan sevgisi ve değeri ile bezeyip bize yansıttığı ve dünyayı daha biz küçücük bir çocukken bizlere okuduğu kitaplarla önümüze serdiği ve yaşamı bir bütün olarak, evrenin tüm genişliğiyle kucaklayabilmemizi sağladığı ve yaşama sevinci verdiği için ve daha birçok şey için annem Gülten’e ve hayatta hep arkamda durduğu, cesareti ve onuru, güveni ve sağlam adım atmayı, riski ve yaşama sanatını öğrettiği için babam Ali Faik Gündüz’e sonsuz teşekkürler…