ADLİ YIL AÇILIŞI
2020-2021 adli yılın açılış gününde Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sayfasını açtığımızda Adalet Bakanımız Sayın Abdulhamit Gül’ün bir mesajı ile karşılaşıyoruz. Şöyle bir mesaj:
‘’Hukukun Üstünlüğüne tavizsiz bir bağlılıkla ülkemizin her köşesinde milletimize adalet dağıtacak, hiçbir etki altında kalmadan bağımsızlık ve tarafsızlık vasıflarına özenle sahip çıkacak yargı mensuplarımızın, avukatlarımızın ve tüm personelimizin yeni adli yılını kutluyorum.
2020-2021 Adli yılı, ülkemize, vatandaşlarımıza ve hukuk camiamıza hayırlı olsun.
Sayın Bakan da: ‘’… etki altında kalmadan, bağımsız ve tarafsız vasıflara sahip ÇIKACAK…’’ diye gelecek zaman kullanıyor. Galiba bugün için bu bağımsızlık ve tarafsızlığın olmadığını kendisi de görüyor. Aksi halde ‘’sahip çıkacak’’ yerine ‘’sahip çıkan’’ ifadesini kullanırdı. Hitap ettiği kitleyi de üçe ayırmış durumda. Birincisi yargı mensuplarımız dediği (yargıç ve savcılar) ikincisi avukatlar ve üçüncü ve son gurup da yazmanlar ve mübaşirler.
Yargı mensupları yani (yargıç ve savcılar) ne kadar bağımsız ve tarafsız olduklarını Rahip Broson olayında, Türk asıllı Alman Gazeteci hakkında verdikleri kararlarla gösterdiler. Halen de tecavüzcü askerle göstermeye devam ediyorlar. (Bağlı olduğu kurumun suçlu görüp meslekten attığı ast subay Musa Orhan bağımsız ve tarafsız yargımız tarafından pek suçlu görülmediği için tutuksuz yargılanmaya devam ediliyor.)
Biliyorsunuz Rahip Bronson ABD başkanı ile cumhurbaşkanımız arasında yapılan bir telefon görüşmesi sonrası hemen tahliye olmuş, ABD başkanı da cumhurbaşkanımıza teşekkür etmişti. Geçen hafta da seçim çalışmaları sırasında bu teşekkürünü tekrar etti. Türk asıllı Alman gazeteci de yine Almanya Başbakanı ile yapılan bir görüşme sonunda tahliye olmuş ve hemen özel bir uçakla Almanya yolunu tutmuştu.
Musa Orhan olayına gelince: Adam o kadar değerli ki bu astsubayın yaptığını eleştiren bir milletvekili İç İşleri Bakanı tarafından hedef gösteriliyor. Aynı anda bu vekilin sokak çeteleri tarafından kaburgaları kırılıyor. Adalet Bakanının bile tarafsızlığını göğsünü gererek arkasında duracağı bir yargı yokken, bir milletvekilini sokak yargıçları ile infaz etmek yerine kürsüdekilerle infaz etmek daha akıllıca değil miydi? Bu hareketler bana ‘’Allah verdikçe veriyor!’’ sözünü hatırlatıyor. Asker emirlerinde, jandarma emirlerinde, polis emirlerinde, yetmedi bekçi teşkilatı kuruldu emirlerinde, o da yetmedi İstanbul’da merkeze bağlı yeni bir emniyet teşkilatı kuruluyor o da emirlerinde olacak. Sokak çeteleri sinyal bekliyor. Bırakın adli yıl açılışını kardeşim. Adalet mi var da adli yıl açılışı yapıyorsunuz?