İSTANBUL BAROSU
Geçtiğimiz Salı günü dünyanın en kalabalık Barosu yani İstanbul Barosu bir miting yaptı. Önce dünyanın en kalabalık barosuna açıklık getirmek isterim. Gerçekten de bir kaç yıl önce dünyanın en kalabalık üçüncü barosu olan İstanbul barosu önce ikinci, sonra da birinci sırayı aldı. Şu anda Türkiye’deki 150 bin dolayındaki toplam avukatın yaklaşık üçte birine tekabül eden 46 bin üyesi bulunmaktadır. Eşleri ve çocukları ile birlikte düşünüldüğünde yaklaşık 200 bin kişilik nüfus oluşturmaktadır. Çok büyük prestiji vardır. Gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında üyesi olmakla övünülecek bir konuma sahiptir. Elbette diğer Baroları küçümsemek amacında değilim. Ancak size bir hikaye anlattığımda daha iyi anlayacağınızı sanıyorum.
Yıllar önce Edremit’te avukatlık yapan Balıkesir Barosu mensubu genç bir meslektaşla Budapeşte’de bir restorana gittik. Hesap nedeniyle bir sorun yaşadık. Badigartlar etrafımızı sardığında; cesur yürekli genç arkadaş bir taraftan kollarını sıvayıp “sizden korkmayız” mesajı verirken, bir taraftan da beni gösterip tarzanca – İngilizce karışık” Bu İstanbul Barosu Avukatı” diye karşısındakilere gözdağı veriyordu. Yani benim bileğimden korkmasanız bile İstanbul Barosu mensubundan korkun mesajı veriyordu.
İşte bu İstanbul Barosu Çağlayan meydanına binlerce avukatı topladı. Avukatlık yasasını değiştirmek isteyenlere bunun kolay alamayacağını haykırdı. Gerçekten de daha önce yapılan teşebbüsler nakıs kaldı. Şimdi bu gazetenin elinize geçtiği gün tüm ülke avukatları Ankara’da toplanıp tepkiyi gösterecekler.
Yargının üç ayağından kendilerine bağlayamadıkları avukatları yandaş yapma girişiminin çok kolay olmayacağını düşünenlerdenim. Kıdem tazminatında, avukatların (Baro başkanı olan avukatların) Ankara’ya yürütülmesinde olduğu gibi bu konuda da bir bahane bulunup geri adım atılacağı kanısındayım, En kötü olasılık Anayasa Mahkemesinden geri dönecektir. Bu arada bir kaos yaratılır, Anayasa Mahkemesi iptal edilinceye kadar iş oldu bitti ye getirilir.
Yasa iptal edilinceye kadar Metin Feyzioğlu seçilir. Kazanılmış hakları ortadan kaldırmayacağı için Metin hoca (4 ) yıl daha koltuğunu korumuş olur. Rahat edebilir mi? Onu da hep birlikte göreceğiz.
Bu arada AKP grup başkan vekili hukukçu Cahit Özkan’ın seçimde adalet beyanını de getirmeden edemeyeceğim. Yeni taslakta her Baronun (3) kişi ile temsil edildiği bir Barolar Birliği seçimin adalet getireceği parlak fikirden bahsetmek istiyorum. 46 bin avukatı da (3) kişi temsil edecek., 100 avukatı da (3) kişi temsil edecek. Bunun adı da adalet kavramı. Lütfen buradan buyurun!
Bu köprünün altından da çok suların akacağını hep birlikte izleyip göreceğiz.