GEVŞEME
Tam üç aydır sanki farklı bir dünyada yaşıyoruz. Daha uzun süre de detaylarında farklar olsa da farklı bir dünyada yaşamaya devam edeceğiz. Hemen her fırsatta dile getirmiştim. 65 yaş üstü sokağa çıkış yasağı gelmeden ben kendime bu yasağı uygulamaya başlamıştım. Kendiliğimden yasaklı olduğum günlerde de işe gitmiyordum. Ancak bu dönemde günde iki saat Erenköy Sahiline yürüyüş yapmaya gidiyordum. Yasak gelince bu yürüyüş hakkım elimden alınmış oldu. Yasağa harfiyen uydum. Sonradan çıkarılın izin saatlerinde yine kurallara uygun olarak çıkıp bu yasal hakkımızı kullandım. Hemen her izin günü 7-8 km. den az olmamak üzere yürüme hakkımı da ihmal etmedim. Yasaklı günlerde de evin içinde veya apartmanın bahçesinde her gün ortalama 3 km yürüyüşümü ihmal etmedim. Pazartesiden bu yana mesleki nedenlerle yasağım kalktı. Yazlığa gideceğim için işlerimi toparlamak maksadıyla ama son derece kontrollü olarak adliyelere gittim. Şimdi 65 yaş üstü insanlar ikiye bölündü.
1-Yasağın devamına isyan edenler…
2-Yasağın devamından yana olanlar
Bu konuda uzun süre kararsız kalmıştım. Çünkü herkesin kendisine göre haklı gerekçeleri vardı. İsyan edenlerin en bariz savunması: ‘’Biz kendimizi idare etmekten aciz miyiz?’’ savunması idi. Belki haksız da değillerdi. Ancak yeni yakın bu hastalığı atlatan bir doktorun yazdıklarını gördükten sonra kesinlikle yasağın devam etmesinden yana bir tavır aldım. Dışarı çıktığım son günlerde gördüm ki yasak olamadığı takdirde gevşemenin önlenmesi mümkün olmuyor.
İnsanların büyük bir çoğunluğu sosyal mesafe kuralına uymuyor. Yine insanların aynı orandaki bir çoğunluğu maske kullanmıyor. Hijyen kurallarına uyulmuyor. Bizim insanımız ne kadar kültürlü, ne kadar aydın, ne kadar bilgili olursa olsun hemen gevşiyor. Pazartesi akşamı İç İşleri Bakanlığının ek bir kararnamesi ile araçlardaki % 50 doluluk şartını da kaldırdı. Gerçi bu yasak kalkmadan önce 14 kişilik bir minibüse 35 kişinin bindiğini de biliyoruz. Hal böyle olunca hastalığın en büyük çoğunluğunu oluşturduğu 65 yaş üstü (Bizlerin) sokağa çıkış yasağına tabi tutulmasının ne kadar zaruret olduğu daha da net bir şekilde görülüyor.
Önceki yıllarda güreş sporu da yapmış bir doktorun kendimi beş rakibim tarafından hırpalanmış gibi aciz ve acılar içinde hissediyorum feryadı, arkasından 1944 doğumlu anne ve babamı yasak kalksa da ben dışarı çıkarmayacağım vaadi işin boyutunu göstermeye yeter de artar bile… 01.06.2020 tarihi itibarıyla kaldırılan yasaklar insanlarımızda tahmin edilemeyecek kadar bir gevşeme yaratmıştır. Umarım bu gevşemenin faturasını ağır ödemeyiz. Lütfen dikkat edelim.