RAHMETLE YA DA LANETLE ANILMAK!
Sokak kısıtlamaası olduğu günlerde, per Fatsalı gibi ben de eve de olmayı tercih ettim. (Sokağa çıkma hakkım olduğu halde) Bol bol kitap okudum. Bir de eskiden ne olmu,ş neler söz verilmiş, yapılmış ya da yarım kalmış diye Güneş gazetesinin arşivini araştırdım.
O denimin yetkilisinini verdiği “Mezarlıklar vazgeçilmezlerle dolu”beylanatı dikkatimi çekti ve haberi tekrar tekrar okudum.
Doğal olarak insan dünyaya gelir, büyür ve ölür.
Yaşam süreci içerisinde de yaptığı görevlerle ve başarılarıyla anılır. Bir yerde rahmetle anılır. Bu rahmet nesilden nesile de sürüp gider. Yani insanlar bir makama geldiklerinde yaptığı hayırlı işlerle anılır. Yaptıkları eserler de asla unutulmaz.
Bu tespitim hem belediye başkanlarımız hem de milletvekillerimiz için geçerli.
Biraz geriye gidip merhum belediye başkanlarımızı rahmetle andığımızda aklımıza hemen (Yeni nesil bazı isimleri hatırlamayabilir) Ahmet Cevat Güvenkaya, Rıza Yüzcel, Nihat Kutsal, Ali Rıza Dizdaroğlu, Nazmiye Komitoğlu, Fikri Sönmez, Mazhar Yerebasmaz, İhsan Topaloğlu, Mustafa Kemal Çamaş, milletvekili olarak ta Günay Yalın geliyor. Yazdığım isimler, görevleri sırasında imkanları ölçüsünde ilçemize sayısız hizmetler kazandırmışlar ve bgün de sevgi, saygı ve rahmetle anılıyorlar.
Belki bugün de aramızda olsalardı, ilçemizi yine vazgeçilmizleri olacaktı ama ömürleri yetmedi. Geride sadece yüzlerce eser, onbinlerce insanın sevgisi, saygısı kaldı.
Hani bir söz vardır ya, “Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri” diye. İşte o hesap, önemli olan görev sırasında ilçenin ihtiyaçlarını tespit edip, sorunu çözüp, halkın sevgisini de arkanıza aldığınızda ölüp gitsenizde asla unutulmazsınıze ve her zaman da sevgi, saygı ve rahmetle anılırsınız.
“Büyük lokma ye ama, büyük laf konuşma” diye büyüklerimiz çok güzel bir laf söylemiş.
Kısacası, halkın gönlünde taht kurmuş ölenleri rahmetle yad etmek varken, yaptıklarını yok etmek ve küçük düşürmek için lüzümsuz beyantalar vermek, bugüne kadar hiç te hoş karşılanmadı. Bundan sonra da karşılacağını zannetmiyorum.
İSKELE - LİMAN MESELESİ
İskelinin faaliyetine yıl sonunda son verilecekmiş.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı M. Hilmi Güler’in beyanından böyle anladık.
Ticari faaliyeti olanların daha önceden anlaşmış oldukları düşünülerek ve sözleşmelerini de aksatmadan sürdüreilmeliri için böyle bir karar alınmış.
Mevcut yere yapılacak olan proje de güzel. Sözümüz yok. Ancak bizim balıkçı limanı olarak adlandırdığımız liman, Trabzon ve Samsun limanlarından sonra kullanım alanı olarak en güzel bir liman.
Bir şey yapalım derken, kılı kırk lararak yi düşünmek gerekiyor. Mevcut iskelenin faaliyetini son verilecekse verilsin ama, aynı işlemin mevucut limanda yapılması için bir alt yapı çalışması gerekiyor. Böylece mevcut iskeled yapılan işlemler, lmem imanda da yapılabilir, hem de bugüne kadar Fatsa iskebelinde işlemlerini yürüten esnaflar aynı işlerini limanda yürütebilirler.
Bu projenen bir kez daha gözden geçirilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Tam yazımı sonlandırırken ilçemize sayısız hizmetler kazandıran, binlerce kişinin istihdanm edilmesine öncülük eden, bu hizmetlerinin karşılığında da ilçe sokaklarında gösünü gere gere gezen, esnafları ziyaret edip hal ve hatırlarını soran, acı kahvesini ya da çayını içen çok değerli milletvekilimiz Ergün Taşçı aklımageldi. Elini attığı her konuyu çözen çok değerli vekilimizin bu konuyu da çözüme kavuşturucağına eminim!