BELLA ÇAV (Elveda güzelim)
İtalyan partizanların kullandığı bir şarkıdır. Veya bir marştır. Bu şarkıyı en son gittiğim bir düğünde dinledim. Gelinle damat salona girerken orkestra yüksek volümde bu şarkıyı çaldı. Gelin ve damatın bu şarkıyla salona girmesi büyük bir AKSİYON yarattı. Ama geçen gün bu şarkı İZMİR’de bir caminin minaresinde çalınınca bu sefer Türkiye’de siyasi bir gerilim yarattı.
Siyasilerin büyük bir kısmı minareden çalınan BELLA ÇAV şarkısının çalınmasını protesto ederken bazıları da minareden ezandan başka ancak İstiklal marşı çalınabilir deyince buda benim tuhafıma gitti. Ben bu zamana kadar minareden ezan sesi, sela sesi, ölüm ilanı duydum ama istiklal marşı duymadım. Duyarsam da BELLA ÇAV duymuş gibi şaşırırım.
İslamın ilk yıllarında namaza davet nasıl olsun sorusuna BİLALİ HABEŞİ yüksek bir yere çıkıp ezan okuyup Müslümanları namaza davet edince bu çok hoş oldu. Bilali Habeşi islam dininin ilk müezzinidir. Peygamber efendimiz Bilali Habeşi’nin güzel ses ile ezan okumasını çok severdi. Hatta Kuranı Kerim’i güzel sesle okuyanlara okutup kendisi de dinlerdi.
İLK MİNARELER
Bizim yaş gurubumuzdan olanlar bilir. Fatsa’da camiler ve camilerin minaleleri çok mütevaziydi. Yani camiler küçük minareler kısaydı. Müezzinler ezan okumak için minareye çıkar elini kulağına verip ezan okurdu. Zamanla camilerin etrafında çok katlı binalar yapılınca camiler büyüdü minarelerde uzadı. Tek şerefeli bir camide müezzinin şerefeye çıkıp ezan okuması zor olunca (yaklaşık 85-90 badal günde 5 defa) uzayan minare şerefelerine hoparlör takıldı. Hiçbir ezan okuma makamını bilmeyen ve sesi güzel olmayan müezzinler seslerini daha uzağa duyurmak için hoparlörün volümünü yükseltince sesi uzağa gitti ama caminin yakınındaki evlerin camları zangır zangır titredi. Ve bu da büyük bir rahatsızlık yarattı. Hatta orta camide çok fazla cenaze selaları okununca halk rahatsız oldu Kaymakam KAYA ÇITAK bey cenazelerin belediye hoparlöründen duyurulmasını istedi.
Müezzin ne demek? Namaza davet eden demek. Davet ister namaza olsun ister başka bir şeyle olsun yumuşak sesle yapılır. Mesela namaza davetlerin belli bir musiki makamları vardır. Sabah ezanı SABA makamında, öğle ezanı RAS makamında, ikindi ezanı HİCAZ makamında, akmaş ezanı SEGAH makamında, yatsı ezanı UŞŞAK makamında, Cuma selası HÜSEYNİ makamında okunur. Bunlara dikkat edilmeyince eline mikrofonu alan kafasına göre ezan okumaya başlayınca Diyanet buna dur diyerek sesi güzel olana merkezi sistem ile sesi güzel olan müezzine ezan okutmaya başlandı.
Bu güzel bir uygulamaydı. Ama sesi güzel müezzinler bu sefer kafasına göre takılmaya başladı. Ezan en uzun üç bücuk ve 4 buçuk dakika sürmesi gerekli. Müezzin bunu 7-8 dakikaya çıkardı. Yine caminin için de 10 kişi cemaat var müezzin bağırı çağıra tesbihat yaptırıyor,. Böyle olmamalı. Müezzin mikrofonun nasıl tutulacağını, ağıza ne kadar yakın olacağını, caminin büyüklüğüne göre hangi ses tonu ile okuyacağını bilmeli. Şunu da bilmeli ki cami içeresinde veya dışarısında 60 desibelin üzerindeki sesler insanları rahatsız eder.
ŞİMDİ GELELİM SADEDE
Korona dalayışı ile diyanet camilerde minareden yatsı ezanı sonrasında sela vermesini ve dua etmesini tebliği etti. Ve bu uygulama başlayınca ezan, sela, ilahi, dua, kontrolsüz seslerle rahatsızlık yarattı. Halbuki diyanet Türkiye’de nüfusun %22’si 5 vakit namaz kılıyor. Her namazdan sonra koronanın başınızdan def olması için Allaha yalvarmasını dileseydi bu sanırım daha makbule geçerdi. Türkiye genelinde % 22’liuk oran yaklaşık 20 milyon kişi eder. Türkiye’deki 85 bin caminin minaresinden müezzinler tarafından emirle okunan duadan Allah indinde daha makbul olurdu.
Düşünün, Fatsa’da sabah namazına kalkanlar koronanın defi için dua okuyor, 4 dakika sonra aynı duayı Samsunda namaz kılanlar okuyor. ( 110 kilometre bir meridyen boyu) ondan 4 dakika sonra Merzifon’da okunuyor. Böylelikle okunan dualarla Türkiye’nin en son noktasına kadar geliniyor. Doğudan batıya doğru dalga dalga 4 dakika ara ile bu duaları yapan sabiler, yetimler, yolcular ve hastalar bunlar Allah tarafından duası geri çevrilmeyenlerdi.
Sonuç : Sen yatsıdan sonda sonuna kadar caminin hoparlörünün sesini açtın, başladın sela, ezan, ilahi, dua iyide kime, Niye dayatıyorsun ki? Adam ATEİST dini yokki imanına zarar gelsin. Tepki verir!!! Adam balkona kurmuş çilingir sofrasını rakı içiyor bu iş onu rahatsız eder ve tepki verir. Adam o gece eşiyle romantik bir gece yaşayacak onu da rahatsız eder. Onlarda etki – tepki olayı ortaya çıkıyor ve o caminin ses düzenine bir şekilde girer ve ÇAL BELLA şarkısını çalıp dini bütün insanlara tepkisini gösterir. Bilmem benim fikrime katılırmısınız?
Not : Fatsa’da ilk radyo sistemi ile belediye hoparlöründen ilan yaptırmaya Mustafa Kemal Çamaş zamanında başlanılmıştı. Frekans ayarsızlığından zaman zaman Perşembe Emniyetinin telsiz sistemine bizim ilanlar karışıyordu. Belki de İzmir’de yaşanan BELLA ÇAV şarkısı sisteme böyle karışmış olabilir…