SIRA TAM NORMALLEŞMEDE!...
Güzel günler çok yakında görülüyor...
Ordu iline giriş çıkış yasağı kaldırılınca böyle bir intibaya kapıldım.
Birde gerek Valiliğin ve gerekse Büyükşehir belediye başkanlığının açıklamasıyla 16-17-18-19 Mayıs tarihyleri arasında sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmayacak olması, ilimizde korona virüsünün asgariye indiği anlamını taşıyor.
Demek ki diğer illerden ve ilçelerden çok daha fazla kurallara uyum sağlayıp riayet etmişiz ki, şehire giriş ve çıkışlar ve sokağa çıkma yasağı uygulaması kadırıldı.
Tabii bunda en büyük etken ilçe halkının kanunlara harfiyen uymasının yanında, devlet kurum ve temsilcilerinin de uygulamaları vatandaşlarla güzel istişarelerde bulunarak birliktelik sağlamasından
kaynaklanıyor.
Korona olayı tamamen bitip hayatında normale dönmesini istemeyen yoktur. Yine eskisi gibi gezip parklarda., sokaklarda, caddelerde dolaşsak.
İnşallah o günlerde gelecek, geçirdiğimiz bu kabus dolu günlere ve geceleri unatmaya çalışacağız ama yaşadıklarımzadan ders çıkartacağız.
İnşallah çıkartırız...
Son günlerde dikkat ettiğim belki de sizlerinde dikkatinden kaçmadığı bir konuyu paylaşmak istiyorum.. Gazetemiz sütünlarında kurumların, kuruluşların, STK’nın, belediyenin ve tüm siyasi partilerin haberlerine tarafsız bir şekilde yer veriyoruz.
Haberler sitemizde yayınlandıktan sanra bir bakıyoruz ki, öyle kişiler yorum yapmış ki, akıl sır erdirmek mümkün değil. Evinin önüne bir pünnük dahi yapmamış kişiler, mimarların, çizip, onadığı, inşaat mühendislerinin yaptığı plan ve projeyi beğenmeyip fikir yürütüp akla hayale gelmeyen yorumlar yapıyor.
Hayatında ayağını topa değdirmemiş, değdirse dahi sadece mahalle arasında oynadığı maçlarda kendini tatmin etmiş, kural dahi bilmeyen kişilerin kendini Fatih Terim’in, Sergen Yaçın’ın, Abdullah Avcı’nın yerine koyup, futbol takıkımına taktik vermeye çalıştığı gibi, sahaya sürülen futbolcuları da beğenmeyip kendine göre takım iskeleti hazırlaması ne kadar komik ise, hiç bir alt yapısı olmayan hatta futbolun hiçbir kademesinde rol almamış kişilerin yorum yapması, kulüp başkanını beğenmemesi, yönetimi ağır bir şekilde eleştirmesi, para yardımı ya da bağış yapılacağı zaman da köşe bucak kaçması hiç te hoş karşılanan bir durum değildir.
Bırakalım herkes işini yapsın.
Tabiiki kendimize göre beğenmedeğimiz işler olabilir eleştribiliriz ama, eleştiri yaparken de yıkıcı değil de, yapıcı olmak gerekir diye düşünüyorum.
Bu konuya yine devam edeceğiz..
Öyle Üç kuruşa beş köfte yok...