AHH SİYASET...!
Aylar ve yıllar geçti.
Siyasetin sıcak gündemi üzerine yazmayalı çok oldu.
Oysa; canım o kadar çekti ki... Sonuçta ben de insanım ve bu toplumda yaşıyorum.
Ama yazmadım... Yazamazdım...
Çünkü; siyasi bir yazı sonrası bir taraf göklere çıkarırken, başka bir tarafın da yerin dibine gömeceğini biliyorum.
Artıyla eksi birbirini götürünce, elimde koca bir sıfırın kalacağının farkındayım.
Öyleyse bu zahmet niye?
Nice siyaset yazan gazeteciler, nice siyasetçiler bilirim.
Bir tarafın kahramanı sayılırken, başka bir kitlenin en ağır hücumuna ve hakaretine uğramıştır.
“Benim gibi yapsınlar” diyemem...
Dünya görüşleri doğrultusunda bir mücadele veriyorlar ve kişisel olarak da bu işleri seviyorlar.
Saygı duymak lazım...
Ama saygı duymakla iş bitmiyor ki...
“Ateşin altına ver odunu...” misali siyaset tarzı, bu günlerde tam bir moda oldu.
Sağduyuyu ve akl-ı selimi kaybetmeyenleri tenzih ediyorum.
Onları “istisna grubundan” sayarak şöyle bir kenara alıyorum.
O yüzden de siyaset arenasına bakarken, tek tek ağaçları incelemek yerine, dışarıdan ormanın tamamını görmeyi tercih ediyorum.
Zira; ağaçlarla oyalanmak bize çok büyük zaman kaybettiriyor.
“Üzümün sapıyla, armudun çöpü” bile kendine çok önemli roller bulabiliyorsa, bu sahnede sergilenen oyundan hiç bir hayır gelmeyecektir.
Vatandaş, gazeteci, yorumcu, siyasetçi...
Ne farkeder ki...?! Hepsi de yurdum insanı...
Yurdum insanıyla siyaset yan yana geldiğinde, manzarayı çok da iç açıcı göremiyorum.
İşte ortak özelliklerimiz;
Öfkeli, tahammülsüz, saldırgan, nefret dolu, karşıt görüşe tamamen kapalı... vs. vs...
Allah aşkına söyleyin; bu halimizle biz nereye varacağız?
Karşıt görüşü tamamen yalanlamak üzerine kurduğumuz sözde siyaset anlayışıyla nereye gideceğiz?
Bu tabloyla, bir milim bile yol alacağımızı düşünen bir Allah’ın kulu var mı acaba?
Acaba siyasete “sadece inanmak” ve “algılar” üzerinden değil de, “olgular” üzerinden bakmanın zamanı gelmedi mi?
Gönül vermenin, aklını vermeye yol açtığı durumlarda, yolun çıkmaz sokağa çıkacağını akıl edemeyecek hale mi geldik sahiden?
Kimse telaşlanmasın. Çünkü kimseyi kastediyor değilim.
Hatırlayın; ağaçlarla ilgilenmediğimi ve ormana dışarıdan baktığımı söyledim.
Ama üzüntümü ve kaygımı belirtmek zorundayım.
Bir hükümet düşünün...
Yaptığı herşey ama herşey yanlış ve hatalı olabilir mi?
Numunelik de olsa, yaptığı bir kaç doğrusu yok mudur?
“Şunu ya da şunları doğru yaptınız, destekliyoruz.” mertliğini ve erdemini göstermek yakışık almaz mı?
Bir muhalefet düşünün...
Yaptığı her eleştiri ama her eleştiri toptan reddedilebilir mi?
Bunca söylenenler içinde, kabul görecek hiç bir eleştiri yok mudur?
“Aslında şu konuda çok haklısınız. Bu işi böyle yapmamalıydık.” mertliğini ve erdemini göstermek bu kadar zor mudur?
Muhalefet her fırsatta iktidarı dövecek... Bunun karşılığında iktidar da muhalefeti yok sayacak...
Ben, bu tür siyaseti tanımıyorum.
Özellikle vatandaşı kışkırtan ve kutuplaştıran siyaset anlayışını hiç kabul etmiyorum.
Vicdanım böyle buyurdu...
HOŞÇA KALIN, EVDE KALIN...