CEZA SİSTEMİ
Üst üste son çıkan İnfaz yasasını eleştirmiştik. Cezaların intikam almak değil uslandırmak ve caydırmak için verildiğini yazmıştık. Ülkemizde uygulanan sistemlerin hangi siyasi iktidar olursa olsun bu amaca hizmet etmediğini, uygulamaların yanlışlığını vurgulamıştık. Keşke yanılsaydık. Sanıyorum geçen hafta cezaevinden çıkan Mehmet İ. isimli bir kişinin tartıştığı birini öldürdüğünü yazmıştım. Geçenlerde bir tartışma proğramında üstat hukukçuların bu yasa ile ilgili görüşlerini izliyordum. İstisnasız hepsi de geçen haftalarda yazdığım bugün tekrardan dile getirdiğim cezaların caydırıcılık ve uslandırma yönünü öne çıkarıyordu.
Yasa çıktıktan sonra Mehmet İ. olayına ek olarak kayınpederini yaralayan, ev hapsi devam etmesine karşın eski eşinin evine saldırıp eski eşini öldüren, hırsızlık yapıp tekrardan yakalananlarla ilgili haberleri hem gazetelerin 2. Ve 3. Sayfalarında, hem de televizyonların akşam haberlerinde görüyoruz. Türkiye’de uygulanan bu sistem ile uslanılmaz.
Son olay Trabzon’d
a karşımıza çıktı. Sözüm ona sağlıkta şiddet için cezaları ağırlaştıran yasa yapıldı. Amaç neydi? Bu yasanın caydırıcı etkisiyle artık sağlık çalışanlarına şiddet uygulanmayacağını bekliyorduk. Ne oldu? Kanserden vefat eden bir kişinin yakınları hastanenin camlarını kırıp, genç doktor hanıma oksijen tüpü ile saldırdı. Kaçmasa kafasına gelen tüpe beyin travmasından doktor hanımı kaybedeceğiz.
Şimdi lütfen empati yapalım. Bu saldırgan bu saldırıyı yaparken: ‘’Mafya babaları bile çıkıyor. Rüşvet yiyenler dışarda, irtikap suçu işleyenler dışarda… Ne olacak beni mi içeri atacaklar? Nasıl olsa yaptığım yanıma kalacak!’’ diye düşünüyor. Ne tekim cazalar ağırlaştırılmış olmasına karşın dediğine yakın da bir sonuç ortaya çıkıyor. Bu kafa ile bu ülkenin hukuk sistemini kurtaramayız.
Yine söylüyorum; bu eleştiri bu yasayı çıkaran AKP-MHP ortaklığına değildir. Ülkemizde uygulanan ceza hukuku sistemi bana göre geçmişten beri doğru değildir. Verilen cezalar caydırıcı, uslandırıcı olmalı ve çektirilmelidir.