Ekmek…
Dünya için en büyük ve müşterek sorun olan korona salgını sıkıntısı hergün büyüyerek devam ediyor. Nasıl aşılacağı ve sonrasında nasıl sonuçlarının olacağı sadece tahmin yürütülerek konuşuluyor. Somut hiçbir şey hali hazırda yok. Kısa zamanda olacak gibi de gözükmüyor…
Görünen sadece şu bu süreçte; hiçbir ülke kendi insanına bakabilecek kapasitede değil. Ya da ne kadar süre bakabilecek kadar gücü var tartışılır. Her devlet beklenmedik bu ekonomik sarsıntıyı aşabilmek için deli gibi para basıyor ve vatandaşlarına dağıtıyor. Yoksa ortalıkta dolaşan “gıcır gıcır” paraları başka nasıl izah edebilirsiniz…
İşyerleri kapalı, açık olanlar da sadece zaman geçirebilmek ve bir “umut” için dükkanını açmış durumda. Para bulan herkes, evine gıda alabilmek için sadece marketlere ve fırınlara koşuyor. Giyinmeyi, gezmeyi, eğlenmeyi unuttuk sadece yaşamaya çalışıyoruz. Buna yaşamak denir mi bilmem ama…
Toplum uzun zamandır süren bir ekonomik krizde yakalandı bu salgına ve bizim krizimiz bu anlamda birçok ülkeden daha ağır seyrediyor. İşsizlik daha da artacak ve beklediğimiz toplumsal refah başka bahara değil, uzun yıllar sonraya kalmış gibi görünüyor. Çünkü buna dair umut verecek bir yönetim anlayışına ve yöneticilere maalesef sahip değiliz…
İnsanlar evine ekmek dahi alacak durumda değilken, bir avuç süslü fazla tanınmış kişiyi ( ünlü demek istemiyorum bu başka bir şey çünkü) “evde kal” diye 500 metrekare ve bahçeli havuzlu evlerinden görüntülerle, garip gurebayı ikna etme çabasına giren iktidar, hastalığın sadece insanlara bulaşmadığını ispatlar adımlar atmaya devam ediyor. Belediyelerin bedava ekmek dağıtmasını dahi yasaklamanın mantığını birisi izah etsin de biz de anlayalım lütfen. Siz hangi ara bu kadar “kötü” olabildiniz söyler misiniz. Ya da biz mi geç fark ettik bunu acaba…
Devlet içinde devlet olmaz diyerek yapılan yardımları “güya tek elde toplamak” mantığıyla yasakladınız ve para toplanacaksa sadece ben toplarım demeye başladınız anladık. İyiler mutlaka kazanır dercesine “belediyelerin bakkal borçlarını kapatma” kampanyasına henüz yasal bir yol bulamadığınız için yasaklamadığınızı anlamışken bu ekmek dağıtmayı yasaklamak nedir Allah aşkına ? Bunun kime ne zararı olabilir ve evine ekmek alamayan insanları ekmekle buluşturmanın devleti bölebilmekle ne ilgisi olabilir. İnsanın aklıyla alay etmeyin. Beceremediğiniz işi yapan Belediyelerin de önünü kesmeyin. Gün, partizanlık ve yandaşlık zamanı değil. Salgın önlemlerini anlatırken dahi ana muhalefet partisini eleştiren bir devlet başkanı koca dünyada sadece bize nasip olmuş diye ne kadar gurur duysak az. Keşke bundan 15 yıl önce göğsümüzü gere gere gurur duyduğumuz gibi olsa ama… Kalın sağlıcakla ne diyelim