FATSA DOĞA VE ÇEVRE DERNEĞİ ALTIN MADEN
ORDU-FATSA BAHÇELER KÖYÜNDE BEŞ YIL ÖNCE FAALİYETE GEÇEN SİYANÜRLÜ ALTIN MADENİNİN ÇEVRESİNDE YARATTIĞI ÖLÜMCÜL ZARARLARI ANLATAN RAPOR FATSA DOĞA VE ÇEVER DERNEĞİ TARAFINDAN 15 MART PAZAR GÜNÜ FATSA KÜLTÜR SARAYINDA AÇIKLANACAK.
Siyanürle üretim yapılan maden için meşhur Ordu kestane balının ana kaynağı olan kestane ormanları talan edilmekte, fındık bahçeleri yok edilmekte, toprağın adeta derisi yüzülmekte, su kaynakları zehirlenmekte ve yok edilmektedir.
Açıklanacak bu rapor ile madenin çevreye, toprağa ve suya bıraktığı ağır metaller incelenmiştir. Ağır metallerin madenin çevresinde yarattığı tahribat, toprak ve su örnekleri alınarak, alanında uzman hocalar tarafından, Kanada’da bulunan ve dünya çapında tanınır bir labaratuvara gönderilerek test edilmiştir. Çıkan sonuçların ölümcül derecede zararlı olduğu maalesef görülmüştür.
Siyanürlü açık liç yöntemiyle yapılan bu vahşi madencilikte milyonlarca ton toprak düz bir zemine serilip üzerine binlerce ton siyanür püskürtülmekte, içindeki kum şeklindeki altın çekilip alınmaktadır. Geriye kalan zehirlenmiş haldeki milyonlarca ton atık topraksa gelişi güzel bir yere yığılmakta ve çevrede yaşayan canlıların hayatları için büyük tehlike yaratmaktadır. Ayrıca maden bölgesinin alt kısımlarında bulunun köyler için ciddi bir heyelan riski mevcuttur.
Özellikle yaz aylarında siyanürün sera gaz etkisiyle bölgedeki insanlar, hayvanlar ve bitki örtüsü zarar görmekte, madenin ortaya çıkardığı ağır metaller zehir saçmaktadır. Yani siyanür sadece topraktaki altını çözüp ortaya çıkarmamakta bunun yanında kurşun, arsenik ve kadmiyum gibi zehirli metalleri de açığa çıkarmaktadır.
Ağır metaller bir yana, Fatsa’da ve bu çevrede yaşayan herkes bir de siyanür tehlikesiyle karşı karşıyadır. Siyanürle altın ayrıştırması yapılması ve siyanür kuyularının açılması, o kuyularda olacak en ufak bir sızıntıyla ya da, yağmurlarla tüm yakın çevreye yayılmakta, bu da en basit açıklamayla, yaşadığımız çevrede doğal yaşamın büyük zarar gördüğü anlamına gelmektedir. Hayvanların, bitkilerin, insanların yaşam kaynağı zehirleneceği için, artık temiz bir çevreden sözetmek pek mümkün olmayacaktır.
Altın madenciliğinde siyanür kullanımı diğer alanlarda kullanımında daha tehlikeli olabilmektedir. Altın üretimi yapılan işletmeye taşınan siyanürün dökülmesi ve devrilmesi sonucunda pek çok olumsuz olay yaşanır. Siyanürün işleme sırasında borulardan veya çeşitli sızıntılarla sulara karışmasıyla oluşan tehlikeli durumlarda bulunmaktadır. Altın madenlerinde kullanılan siyanürün nehir sularına karışmasıyla nehirdeki canlılar ölmekte, tarlalardaki sulama sularına karışmasıyla da meyve ve sebzelere siyanür karışmakta ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Ayrıca altın madeni çıkarılma sırasında kullanılan siyanür havaya karışmaktadır.
Son olarak Altın madenciliğindeki siyanür tehlikesi Kaz Dağları’ndaki çalışmada gündeme gelirken, sessiz tehlike Niğde’de de baş gösterdi. Yeniçağ gazetesinin haberine göre’ Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Tepeköy Köyüne yakın maden faaliyeti yürüten Gümüştaş Madenciliğe ait siyanür havuzunda sızıntı olduğu ortaya çıktı. Söz konusu zehirli siyanür sızıntısının ise köy merkezine yakın bir tarlada ortaya çıktığı bildirildi.
Sızıntının tespit edilmesinin ardından bölgeden alınan örneklerde yüksek seviyede siyanüre rastlandığı öğrenildi. Sızıntının yer altı kaynaklarına sızması ve bölgedeki tarım ürünlerine bulaşması demek bölge halkını bekleyen kanser riskine davetiye çıkarmak demek. Sızıntının ortaya çıkması ve alınan numunelerle olayın kanıtlanmasına rağmen tesise herhangi bir yaptırım uygulanmadığı, tesisin kapatılması bir yana duruma itiraz eden köylülerin sindirilmeye çalışıldığı iddia edildi. ‘
Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimizde, büyük bir tehlike ile karşı karşıya kaldığımızı görmemiz gerekiyor. İşte bu sebeple 15 MART PAZAR GÜNÜ HERKESİ FATSA KÜLTÜR SARAYINA BİR OLMAYA BİRLİK OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ.