BU HAFTA
Bu hafta çok yoğun bir hafta olarak gerilerde kaldı. O kadar yazılacak konu oluştu ki hangisine öncelik tanıyacağımı bilemedim. Gazetecilerin tutuklanması, karşılıklı hakaretler, Moskova görüşmesi, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanının Yerine Türkcell’e atanan yöneticinin kimliği vs…
Bir hikaye ile başlayalım: Çocuk babasının elinden tutmuş sahil boyunda yürürken karşıdan gelen çelimsiz, vurdum duymaz görünümlü adamı gösterip; ‘’Baba şu gelen adam sana küfür edece!’ demiş. Babası ben adama ne yaptım ki, neden küfür etsin diye oğluna itiraz etmiş. Tam yana yana geldiklerinde küçük afacan adama dönüp; ‘Ben senin babanın…..’ diyerek basmış kalayı.. Adam da dönmüş ‘Ben de senin babanın….’ Diye cevap vermiş. Küçük afacan babasın dönüp: Ben sana demedim mi? Nasıl bastı sana kalayı..’ diye babasına hava atmış. Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel’i Silivri’ye yolcu ettik. Bu nedenle çok fazla açmak istemiyorum. Bir de: ‘Ne ekersen O’nu biçersin.’ Atasözünü hatırlatmak isterim.
Gelelim meclisteki hakaret olayına: Ne AKP genel başkanının CHP genel başkanına söylediklerini, ne de CHP grup başkan vekilinin AKP genel başkanına söylediklerini asla kabul etmiyorum. Bu sütunlarda sıkça ve altını çizerek yazıyorum; ülke yönetimi ağırlık, soğukkanlılık ve hoşgörü ister. Bu vasıfları taşıyamıyorsanız bırakın taşıyanlar çok bulunur. İnanın bugünden de çok iyi olur.
İki kelam da gazetecilerle ilgili etmek isterim. Barışların yazdığı Metastas adlı kitabı çok önce okumuş ve bunları nasıl tutuklamıyorlar diye hayret etmiştim. Demek ki fırsat kollanıyormuş. Çünkü kitapta yazılanlar yenilir yutulur cinsten değildi. Murat Ağırel’e birkaç gün önce bir operasyon yapılmış ve Ağırel direnç göstermişti.
Şimdi yargıya güvenin % 32lerde olduğu, basın özgürlüğünün sadece yandaşlar için geçerli olduğu, dünya emekçi kadınlar gününde kadınların sopalarla dövülerek, yerlerde sürüklendiği bir ülkede yaşıyoruz. Dünya’da KKTC. dahil dost olarak göstereceğimiz devlet kalmadı. Bu haftaki yazımı ‘Ne mutlu Türk’üm diyene!’ diyerek bitirmek istiyorum.