AF GELİYOR AF!
Yapanın yaptığının yanına kâr kaldığı bir ülkede yaşamanın meyveleri çiçek açmaya başladı. Çok yakında olgunlaşacak ve yetkililerin ifadesine göre yaklaşık 280 000 kişi tekrardan suç işlemeleri için sokaklara salınacak. Bu durumun 3. Yargı paketi ile gerçekleştirilmesi nedeniyle de adeta bir müjde gibi verilmesi ayrı bir eleştiri konusudur. Bundan önce avukatlara özel imzalı pasaport verilmesi kararı çıkan yargı paketinin yürürlüğe girmesinde de yazdım. Önemli olan yargı paketi değil zihniyet meselesidir. Kafa yapısı değişmediği sürece eski tas eski hamam devam edecektir. Önceki yargı paketi ile fikir hürriyeti daha hoş görülü olacaktı, gazetecilerin haber niteliğindeki açıklamaları cezaya tabii olmayacaktı. Ne oldu? Sözcü yazarlarının haber niteliğindeki yazıları FETÖ ye üye olmadıkları halde yardım anlamına çekilerek şakır şakır cezalar verildi. Hani ceza verilmeyecekti. Hani hoşgörü geliyordu. Hani gazeteciler daha özgür olacaklardı. Yine ve üstüne basarak söylüyorum: Zihniyet değişmedikçe yasa değiştirerek bu işler olamaz, olmaaaaaz.!
Şubat ayında yaş haddinden emekli olacak bir savcı arkadaşım ülkede hukukun kalmadığını dile getiriyor. Birkaç yıl önce de aynı şeyi büyük bir ilin başsavcısı olan arkadaşımız dile getirmişti. Tespitler doğru. Adam suçu işliyor, cezayı çekmiyor. Çektirmiyorlar işlenen suçun cezasını, yapanın yaptığı yanına kalıyor ve bu da suç işleme oranını her geçen gün artırıyor. Japonya’da Japonlar diyor ki Çin’den gelenler olmasa ülkede nerdeyse hiç hırsızlık olmayacak. Çünkü Japonya’da her şey için kural var ve hiç kimse kuralı çiğnemiyor. Bizde kurala uyanla uymayan arasında bir fark var. Kurala uyana enayi, çiğneyene, ne uyanık adam diyorlar. Suç işlemeye meyilli insanlar bu suçları işlerken nasıl olsa kravat indirimi var, tahrik indirimi var, iyi hal indirimi var, af gelir diyerek kendisini kurallara uydurmuyor. O nedenle de burası Türkiye diyoruz.
Şimdi birileri çıkıp: ‘’Ne gaddarsın kardeş, bir de kader mahkûmlarını düşün’’ diyebilir. Tabii ki kader mahkûmları vardır. Onları düşünmek gerekir. Ancak kader mahkûmlarını düşünmenin yolu 280 bin kişiyi sokağa salmak değildir. Umarım söyledikleri kadar sokakları doldurmazlar. Umarım yapanın yaptığı yanına kalmaz.