NE HALLERE DÜŞTÜK
Burada zamanla değişik konularla ilgili olarak son yıllarda insan kalitesinin düştüğünü değişik vesilelerle dile getiriyorum. Örneğin: ABD gibi tüm dünyanın geleceğini yönlendirme hevesindeki, dünyanın en büyük ve en olanaklı ülkesinin başında bulunan kişinin bizim Çamaş İlçemize Belediye Başkanı bile olamayacağını düşünüyorum. Kuzey Kore’yi, Türkmenistan’ı, Fransa’yı yönetenlerin de yine aynı şekilde bulundukları makam ve mevkiye yakışmadıklarını her fırsatta üstüne basa basa vurguluyorum. Bu yazıyı yazmak yine nerden aklıma geldi?
Basına intikal eden Bakırköy Adliyesindeki bir tahliye olayını analiz etmek istiyorum. Hakim anne ve savcı babanın suç makinası olan oğulları, araç içinde kız arkadaşını tartaklarken müdahale edenlerin üzerine araç sürüp birden fazla kişinin yaralanmasına neden oluyor. Hakim olan anne daha sonra hakimliği bırakıp avukatlık yaparak oğlunun savunmasını üstleniyor. 16 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan oğlu ve bu tahliye işlemi ile ilgili basının karşısına çıkarak ağzı kulaklarında, dişlerini göstere göstere hayırlı bir tahliye olduğundan bahsediyor.
Hemen belirteyim ki tutuklu geçen süre dikkate alındığında şüphelinin tahliye edilmesi pek de olağanüstü bir durum değildir. Yani mevcut yasalarımıza göre mümkündür, olabilir. Burada annenin eski bir yargıç, babanın savcı olmasının etkisini aramak yanlış olur. Gel gelelim avukat annenin açıklamalarına: İşte dünyayı yönetmeye talip olanların oturdukları koltuklara yakışmaması gibi, benim gözümde bu anne de ne hakimliğe, ne de avukatlığa yakışmamaktadır. O kadar yaralı insana, hatta tüm kamuoyuna nispet yaparcasına dişleri göstererek açıklama yapmak hiç şık olmamıştır. Yaralanan suçsuz insanlardan tek tek özür dilemek gerekirken gerdan kıvırarak poz vermek bulunulan mevkii ile eş orantılı değildir. Bu tavır ne hallere düştüğümüzün belirtisidir. Geleceğimizin karanlık bir tünel olduğunun işaretidir. Tabandan, tavana umutsuzluk aşısıdır. İnsan olmanın; okumakla, tahsil yapmakla ilgisinin düşündürücü sonucudur.